• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Muğla 13 °C
  • İzmir 11 °C
  • Aydın 12 °C
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 17 °C

ŞEREFSİZ! ALÇAK!

Zeki SARIHAN

Bir yargılama sırasında yaşanmıştır: Yargıç, sanık olan kişiye “Kadın, ayağa kalk!” diyor. Avukat “Ona kadın diye hitap edemezsiniz, adı yok mu?” diye itiraz edince yargıç özür diliyor.

Bir süreden beri televizyonlarda “Şerefsiz!” “Alçak” sözlerini çok duyduk.

Bir kişinin diğer biri için bu sıfatları kullanmasının yasal bir yaptırımı olmalıdır. Fakat kanunlar çoğu zaman, hele böyle durumlarda güçlüleri koruduğundan bu hakaretleri yapanlar hakkında herhangi bir işlem uygulandığını duymadık.

Bir kişiden ne kadar nefret ediyor olursanız olun onu şerefsiz ve alçak olarak niteleyemezsiniz. Şu ortalığın toz duman olduğu halkoylaması döneminde televizyonda bağırtılarından kulaklarımızın zarı patladığı, ettikleri hakaret ve aşağılama ve söyledikleri yalanlar karşısında belki sizin içinizden bu sözleri haykırmak geliyor. Fakat hem söyleyemezsiniz hem de onların görüşlerini siyaset diliyle alt etmek zorundasınız.

Siyasetçilerimizin “Şerefsiz!”, “Alçak!” olarak aşağıladığı kişiler, kendilerini savunamayacak, buna karşılık veremeyecek durumda olanlardır. Onların ağızlarına birer bant çekilmiştir.

Bu durum, eli kolu bağlanmış bir kişinin işkence görmesine benzer ki geçmişte polis nezarethanelerinde, işkence odalarında çok karşılaşılmıştır. Edep ve hayâda hiçbir sınır tanımayan sorgucular, ana avrat sövmekten bile geri durmamışlardır. İşkence görenler, ya susmak zorunda kalmışlar, ya da işkencenin şiddetlenmesini göze alarak işkenceciye bir tükürük fırlatabilmişlerdir.

Bir kişiden veya gruptan taşıdığı görüşler ve yaptıkları işlerden ötürü nefret edebilirsiniz, o kişi sanık olabilir. Hatta suçu kesinleşmiş bir mahkûm da olabilir. Cezasını çeker. Hükümetin hararetle isteği idam cezası geri gelirse darağacında can verir veya cezasını yatıp çıkar. Fakat herkes gibi onların da bir şerefi ve haysiyeti vardır. Ona işkence yapmak, sövmek hem yasaktır hem de ahlaki değildir. Ona “Alçak” ve “Şerefsiz” diye hitap edilemez. Bu siyasi bir dil değildir. Bir lümpen ağzıdır.

Bunu yapan kişi, ancak kendi kıratını ortaya koymuş olabilir.

Hukuk devletlerinde kanunlar, güçsüzlerin, tutukluların, mahkûmların da doğal haklarını korumak zorundadır.

Sanık hakkında içinden ne geçirirse geçirsin, hiçbir yargıç bir sanığa “Alçak! Şerefsiz” veya bunlara benzeyen aşağılayıcı bir sözle hitap edemez. Yargıcın söyleyemediği bu sözü bir siyasetçi söyleyebilir mi?

Bana “Aman sen de, bu hengâmede dert ettiğin şeye bak?” diyenler olabilir. Onlara yanıtım şudur: Bu hitaplar gelir bir gün seni de, hepimizi de bulur. Zaten bulmaktadır da.

Kendine reva görmediğin bir şeyi başkasına da görme. Çağdaş bir millet olmamızın yolu yalnız yol ve köprülere sahip olmak değildir.

Siyaset dilinin indiği bu dereke, 17 Nisan günü kurulmak istenen yeni rejimin de habercisi gibidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2003 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0252 412 2141