Gökova Ekolojik Yaşam Derneği’nin açtığı yürütmenin durdurulması talepli davada yeni bir aşamaya gelindi. 17 Şubat 2020 tarihinde Bilirkişi Heyetinin proje uygulama sahasında yaptığı inceleme sonucunda hazırladığı raporu tamamlayarak İzmir Bölge İdare Mahkemesine gönderdi.
16.07.2020 tarihli 36 sayfalık rapor, Orman Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği ve Şehir ve Planlama alanlarında uzman üç akademisyen tarafından hazırlandı.
Raporun giriş bölümünde; “Kurulumuz, Sakar geçidindeki Akyaka sapağında tünel ile orman içinden Akyaka’ya bağlantı yolu projesinin trafik güvenliğinin arttırılması, yol standardı ve yol kullanıcılarının sürüş konforunun yükseltilmesi amacı taşıyıp taşımadığı, yolun ormanlık alanda yapılmasında kamu yararı ve zaruret bulunup bulunmadığı, turizm mevsiminden kaynaklanan sebeplerle trafik yoğunluğunda artışın yaşandığı, artan trafik yoğunluğunun hayati tehlikelere yol açmasının önlenmesi amacıyla dava konusu projenin hazırlanıp hazırlanmadığı, yapılan çalışmaların üstün kamu yararı gereği olup olmadığı, yürürlükteki planlara uygun olup olmadığı hususlarının dava dilekçesinde belirtilen iddiaları da göz önüne alarak, dava dosyası içeriğinde yer alan taraflarca ibraz edilen tüm bilgi ve belgeleri incelemiş ve teknik yönden gerekli değerlendirmeleri yapmış bulunmaktadır” denilerek devamında uzmanların değerlendirmelerine yer verildi. Üç uzmanın hazırladıkları raporda öne çıkan saptamalar şöyle:
Toprak, su rejimi ve orman ekolojik yapısı zarar görecek, yangın tehlikesi artacak
Orman Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmenin sonuç bölümünde “dava konusu alana izin verilmesinin, alanın yangına 1. Derece hassas ormanlarla kaplı olması, toprak muhafaza karakteri taşıdığından, üzerindeki bitki örtüsünün kaldırılmasının toprak, su rejimine ve ormanın ekolojik yapısına zarar vereceği gibi nedenlerle uygun olmayacağı değerlendirilmesine rağmen, bu yol ve kavşak için, bu ormanlık alandan başkaca bir geçiş yolu olmadığı düşüncesi ve kamu yararı gözetilerek yasalara zorunlu olarak izin verildiği görüş ve kanaatindeyiz” ifadesine yer verildi.
Yapılan proje trafik güvenliği sağlamıyor
İnşaat Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmenin sonuç bölümünde “uygulama Ulaştırma Mühendisliği açısından değerlendirildiğinde, bölgede bir kavşak ihtiyacının olduğu kesindir. Ancak yukarıda anlatılanlar dikkate alındığında hali hazırda inşa edilen kavşakta trafik güvenliğini zora sokacak durumların bulunduğu düşünülmektedir. Projenin düzeltilmesi ve/veya yeniden yapılması kapsamında durumun maliyet uzmanlarınca değerlendirilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmaktadır. Yeniden düzenleme ve/veya yeniden yapılmasının mühendislik ekonomisince uygun olmaması halinde kavşağın bu haliyle işletilmesinin devam ettirilmesinde açık bir biçimde kamu yararının olduğu düşünülmektedir.
Proje şehircilik ilkeleri ve imar mevzuatına uygun değil
Sakar Geçidindeki Akyaka sapağında tünel ile orman içinden Akyaka’ya bağlantı yolu projesinin, planlamanın kademeli birliktelik ilkesi açısından uygun olmakla birlikte yürürlükteki uygulama ölçeği olan 1/1000 ölçekli Akyaka Mevkii İlave İmar Planı ve Koruma Amaçlı Planında söz konusu projenin yer almaması ve bu planın bir üst ölçeği olan 1/5000 ölçekli Akyaka İlave ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında da yer almaması, ve üstün kamu yararı ilkesi açısından da uygun olmaması hususları dikkate alındığında, şehircilik ilkeleri, imar planlarında kademeli birlikteliği ilkesi imar mevzuatı, planlama teknikleri ve kamu yararına uygun olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Kamu yararı yok
Raporun sonuç bölümünde “Şehircilik ilkelerine, imar mevzuatına, planlama tekniklerine ve kamu yararına uygun olmadığı gerekçeleri ile Muğla İli, Ula İlçesi, Akyaka Mahallesinde Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 7.05.2015 tarihinde onanan “Akyaka Kavşak” projesinin belirtilen açılardan uygun olmadığı sonucuna varılmıştır” denilerek kamu yararına aykırı olarak inşa edildiği ifade ediliyor.
Kamu kaynakları boşa gitti, düzeltilmesi yüksek maliyetli
Sonuç bölümünde yer verilen ifade ile; hatalı yapıldığı için trafik güvenliği sağlamayan projenin düzeltilmesi/yeniden yapılmasının yüksek maliyetine dikkat çekilerek, güvensiz de olsa uygulamanın bu hali ile sürdürülerek bu ek maliyetten kaçınmakta "kamu yararı" olduğu kanaati dile getiriliyor.
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği’nin değerlendirmesi
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, bilirkişi incelemesinden sonra 24.2.2020 tarihinde Mahkemeye verdiği dilekçe ile ek uzman görüşlerinin alınmasını talep etmişti. Verilen dilekçede bilirkişi heyetinde; söz konusu proje sahasının deprem fay hattı üzerinde yer alması nedeni ile afet riski açısından incelenmesi için bir jeolog, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alması bakımından neden olunan biyolojik çeşitlilik kaybı açısından incelenmesi için bir biyolog da bulunması talep edilmişti. Mahkeme bu taleple ilgili bir yanıt vermedi.
İzmir Bölge İdare Mahkemesi'nin ne karar vereceği merakla beklenirken, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği’nin dava vekili Av. Berna Babaoğlu Ulutaş, Bilirkişi Raporu hakkında Mahkemeye beyanda bulunacaklarını bildirdi.
Dernek Başkanı Serdar Denktaş da Bilirkişi Raporu ile ilgili şunları söyledi: “Proje henüz onaylanma sürecinde iken ilgili tüm kurumlarla görüşerek elimizdeki bilgi ve belgelerimizi ileterek itirazlarımızı bildirmiş olmamıza rağmen, görüşlerimiz dikkate alınmayarak adeta yangından mal kaçırırcasına bir mühendislik garabeti olan bu proje onaylandı ve gerçekleştirildi. Onay veren tüm kurumlar bu kamu zararına ortak oldular. Bu oldubittiye rağmen dört yıldır sürdürdüğümüz hukuk mücadelesinde ortaya çıkan Bilirkişi Raporu iddialarımızı haklı çıkardı. Bizce raporda eksik olduğunu düşündüğümüz jeolog ve biyolog görüşlerinin de alınması durumunda raporun daha da vahim bir hal alacağından eminiz. Raporun sonuç bölümünde doğanın tahrip edildiği, trafik güvenliği açısından sorunun çözülmediği gibi ek risklerin oluştuğu, tüm yanlışlıkları ile projeye harcanan 2015 yılı rayici ile yaklaşık 14 Milyon TL tutarındaki kamu kaynağının boşa gittiği net olarak ortaya konuluyor. Mahkemenin ne karar vereceğini merakla bekliyoruz. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi uzun süredir kamu ve sermaye kesimleri tarafından kuşatılmış durumda ve bir rant alanına dönüştürülmek isteniyor. Bölge halkı ve sivil toplum örgütleri olarak hukuk ve vicdan tanımayan tüm bu saldırılara karşı mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.”