Alban, turizm kentlerinde yapılması planlanan maden ve enerji kaynağı arama işlemlerinin turizme olumsuz etkilerinin tespit edilmesi istemiyle Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Muğla’nın olağanüstü doğal güzelliklerinin yanı sıra içinde barındırdığı turizm alanlarına sahip oluşu nedeniyle ülkemizin cennet köşelerinden biri olduğunu belirten Alban, “ Bu özelliklerinden dolayı turizm gelirleri bakımından ülkemize önemli bir döviz girdisi kazandıran bir kenttir. Fakat son zamanlarda, bu doğal ortamın yer altı ve yer üstü zenginliklerini ele geçirmek, halkın olan sahillerden başlayarak Muğla’nın doğasını talan ve yağma etmek için sürekli ve sistematik şekilde girişimlerde bulunulmaktadır” dedi.
MUĞLA’YA SİSTEMATİK BİR RANT SALDIRISI VAR
Muğlamızın çeşitli bölgelerine, ‘jeotermal enerji’ elde etme adı altında sürekli biçimde arama ve sondaj izni başvurusu yapıldığını, idarenin buralar için ihale açtığını hem şaşkınlık, hem üzüntü hem de kaygı içinde takip etmekteyiz” diyen Alban, “Kaygılanıyoruz çünkü ihaleye çıkan alanlar, jeotermal arama sahalarının önemli bir kısmı turizm bölgeleri içinde kalmaktadır. Hangi mantıkla, ülkeye milyonlarca dolar turizm gelirinin sağlandığı bu alanlarda arama ve sondaj ihalesi yapılmak istenmektedir? Üstelik bu ihaleye konu alanlar, bozulmamış doğal güzellikleriyle dünyaca ünlü koyları, sahilleri de kapsamaktadır” dedi.
CHP’li Alban araştırma önergesinde şu görüşlere yer verdi:
“Bu tür girişimi yapanların amacının enerji kaynağı bulmak değil, bir biçimde Muğla’nın değerli topraklarına rant amacıyla sahip olmak ve alınan ruhsatları daha sonra başka amaçlar için kullanmak olduğu açıkça bellidir.
Daha önce Muğla’nın birçok yerinde bu tür jeotermal enerji kaynağı arama çalışmaları için ihale açılmış, son olarak 7 Ekim 2020 tarihli ve 31267 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandığı üzere Bodrum, Marmaris, Datça, Milas gibi turizm ilçelerindeki alanların da dahil olduğu 32 adet noktada jeotermal enerji arama ve işletme ihalesi yapılacağı duyurulmuştur.
Bu bölgeler içlerinde barındırdıkları nadir ve nesli tehlike altındaki türler ve yaşam alanlarından dolayı, buralarda hiçbir şekilde bu tür enerji kaynak tespit çalışmaları yapılamaz. Çünkü jeotermal enerjiye bağlı olarak salınan atıklardaki tehlikeli kimyasallar, temiz yeraltı sularının kirlenmesi gibi birçok telafisi mümkün olmayan çevresel etkiler ortaya çıkacaktır. Toprağımız, derelerimiz, yer altı sularımız ve denizlerimiz büyük bir tehdit altında kalacak ve kirlenecektir”