ABD Başkanı Barack Obama, Beyaz Saray'da, Sağlık Reformu ile ilgili yaptığı açıklamada, İran ile ilgili soruyu da yanıtladı.
"Kongre’nin İran’a yönelik yeni yaptırımlar getirmesi halinde bunun İran’ın müzakerelerden kalkmasına neden olacağını düşünüp düşünmediğine" yönelik soru üzerine Obama, İran’ın nükleer silahlara sahip olmasını istemediklerini tekrarlayarak, bunun sadece ABD ve müttefiklerine bir tehdit oluşturmayacağını, aynı zamanda tüm bölgeyi istikrarsızlaştırıp nükleer silahlanma yarışını tetikleyeceğini kaydetti.
“Dolayısıyla politikamız, İran’ın nükleer silahlar edinmemesi üzerine ve bu hedefe ulaşmaktan emin olmak için de tüm seçenekleri masada bırakıyorum” diyen Obama, kendi yönetimi döneminde İran’a yönelik en etkili yaptırımları ortaya koyduklarını hatırlattı.
Obama, bu güçlü yaptırımları, meseleyi barışçıl yollardan çözebilmek için İran’ı masaya getirmek adına ortaya koyduklarını anımsatarak, “Çünkü bu benim tercihim. Bu benim tercihim, çünkü herhangi bir silahlı çatışmanın da maliyetleri var, bu benim tercihim çünkü bir ülkenin nükleer silahlara sahip olmadığından emin olmanın en iyi yolu, onların kendilerinin nükleer silahlara sahip olmama yönünde karar alması ve bizlerin de onların nükleer silaha sahip olmadığını doğrulayabilecek pozisyonda olmamız” diye konuştu.
İran’ı masaya getiren bu önemli yaptırımların getirilmesinde yardımlarından dolayı Kongre’ye minnettarlığını ileten Obama, P5+1 ülkeleri ile İran arasındaki müzakerelere değinerek, “Şimdi bir dizi görüşmeler yapıyoruz. Tüm problemleri bir kerede çözmemiz hiçbir zaman gerçekçi olmaz” dedi.
İran'a getirilen teklifte "çok ılımlı bir rahatlama"dan bahsettiklerini belirten Obama, petrol, bankacılık ve finans gibi en etkili olan ve İran ekonomisini en fazla etkileyen "temel yaptırımları" ise yerinde bırakacaklarını dile getirdi. Obama, böylelikle İran’ın ciddiyetini test etme imkanı bulabileceklerini ve 6 ayın sonunda İran’ın ciddi olmadığını görmeleri halinde de bu yaptırımları tekrar uygulamaya başlayabileceklerini anlattı.
Obama, şunları kaydetti:
“Dolayısıyla, Kongre’ye benim mesajım şu; bu kısa vedeli, birinci aşama anlaşmasının bizi tatmin edecek şekilde tamamlanıp tamamlanmayacağını bir görelim. Gelin, İran’ın bu konuyu diplomatik ve barışçıl yollardan çözme noktasındaki isteklerini test edelim. Eğer günün sonunda onların, uluslararası topluma, nükleer silah edinmeyi izlemediklerine yönelik gerekli sağlam kanıtlar ve güvenceler sunmaya hazır olmadıkları ortaya çıkarsa, bizim kaybedeceğimiz bir şey olmayacak. Eğer böyle birşey ortaya çıkarsa, sadece bizim tüm yaptırımlarımız yerinde kalmaya devam etmeyecek, aynı zamanda İran petrollerini satamadığından para kaybetmeye devam edecek, diğer opsiyonlar (masada) kalacak. Kongre üyelerine söylediğim şu ki; eğer biz bu konuyu diplomatik yollardan çözmekte ciddiysek, o zaman zaten zirvede olan ve İran’ı masaya getiren yaptırımlara yeni yaptırımlar getirmeye ihtiyacımız yok. Çünkü ordumuz ne kadar iyi olursa olsun, askeri seçenekler her zaman karmaşıktır, zordur ve her zaman istenmeyen sonuçlar doğurur. Bu durumda da hiçbir zaman onların gelecekte daha kuvvetli biçimde nükleer silah edinmeyi izlemeyeceklerinden emin olmamız sağlanmaz.”