5 Nisan Avukat Günü dolaysıyla Muğla Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi.
Muğla Barosu Başkanı Avukat Cumhur Uzun, Avukatlar Günü töreninde konuşma yaptı. Cumhur Uzun, şöyle konuştu: " Verilmeyen hakların arayıcısı, haksızlığa uğrayanın savunucusu, insan haklarını kendisine dert, Hukukun üstünlüğünü görev edinmiş avukat arkadaşlarım, çok değerli meslektaşlarım, can yoldaşlarım, 5 Nisan “Avukatlar Günü” nedeniyle düzenlediğimiz törene hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bizim için özel bu günü, hepimiz ve ülkemiz için çok özel yeri olan Atamızın manevi huzurunda kutluyoruz. Bu nedenle ve öncelikle ülke topraklarını bize vatan kılan ve bu vatanda özgürce yaşamamızı sağlayan, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarına , ülkemizin hukuk devleti olması yolunda katkı sunan ömürlerini bu uğurda yitiren her bir hukukçumuza saygı, minnet ve rahmet sunuyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Böylesi özel günlerde, genellikle mesleğin her geçen gün derinleşen sorunlarından ve varsa bu sorunların çözüm yollarından bahsedilir. Aslında bu hepimiz tarafından yakınen bilinen sorun ve çözüm yollarının, basın aracılığı ile kamuoyuna aktarılması ve bir kez daha tekrarlanması demektir. Ben, bu sorunları tek tek sayıp, sizleri, zaten bildiğiniz bu sorunlarla boğmak istemiyorum. Ancak bir kez daha şunun bilinmesinde fayda görüyor ve tekrarlıyorum ki; Avukatlar, halkın adalet aramasının birincil ve en kolay erişilebilir olan yerindedir. Hukuk ve adalet arayan ilk önce ve kolaylıkla avukata ulaşır. Avukat hak ve adalet arayışını kendisi için değil, kendisine başvuran halk için yapmaktadır. Hak aramada avukatların etkin ve yetkili kılınması, bu noktadaki sorunların ortadan kaldırılması, avukat için değil, halkın adalet erişimi için gereklidir. Halkı için adalet dağıtmak arzusunda olan herkes, avukatların halk için adalet arayıcısı olduğunu bilmeli ve ona göre düzenlemeler yapmalıdır.Unutulmamalıdır ki, “Avukatın sesi kısılırsa, halkın nefesi kesilir.”
Halen ülkemizde 125.000 , ilimizde 1500 avukat var. Bu sayı ne yazık ki olması gerekenden 1 misli daha fazla. Orantısız şekilde artan avukat sayısı, avukatlık mesleğine zarar verici boyutlara ulaşmış ve bir an önce önlem alınmaması halinde bu artışın yaratacağı tahribat, onarılamaz boyutlara ulaşacak duruma gelmiştir. 125.000 Avukatın stajından, meslek içi eğitimine, sosyal haklarından, ekonomik haklarına kadar olan tüm çalışma hukuku bu olumsuzluktan etkilenmekte ve avukatlık mesleği derin yaralar almaktadır. Halkın adalet erişiminin birincil kapısı olan avukatlığın yaralanması, halkın zarar görmesi anlamına gelmekte olup, bunun bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Bazı meslekler vardır ve her yönetim düzeninde varlık ve etkilerini sürdürebilirler. Ancak bazı meslekler vardır ki, bunlar ancak demokratik hukuk düzenlerinde anlamlı olabilirler. Avukatlık mesleği etki ve önemini ancak demokratik hukuk düzenlerinde ve bu düzenin egemen olduğu hukuk devletlerinde gösterebilir. Bu nedenle ülkemizin demokratik bir hukuk devleti olmasına tüm bireyler gibi tüm avukatlar da katkı sunmalıdır.
Anayasamızın kendi metninde yazan devletimizin demokratik bir hukuk devleti olduğuna dair tanımlamasına aykırı yada bu niteliğini gölgeleyen hükümlerden arındırılması gerekmektedir. Güçlü bir kuvvetler ayrılığı anlayışının yer almadığı yada kuvvetlerin tek elde toplandığı anayasalar, demokratik bir hukuk devletine olanak vermezler. Ayrıca demokrasi, çoğunluğun azınlığa tahakkümü değil, azınlığında kendisini ifade ve temsil edebildiği rejimlerdir. Bu rejimin insan tabiatına uygunluğu ve erdemi tam da bu yönünden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, katılımcı ve temsil kabiliyeti yüksek kurullar ve meclisler oluşturmalı, bunları daraltıcı ve sınırlayıcı düzenleme ve önerilerden kaçınılmalıdır. Hak, insana dair ve insanın insan olduğu için taşıdığı değerin kazanımıdır. Tarih boyunca avukatlar, hep hak arama mücadelesi içinde yer almışlar, hakkın ilgilisine teslimini sağlamışlar ve bu mücadelenin sonunda oluşan gerçek demokratik hukuk devletlerinde hak hep var ve hukukçular eliyle ilgilisine dağıtılır hale gelmiştir. Ülkemiz ne yazık ki bu anlamda hakkın dağıtıldığı değil, halen dahi hakkın arandığı ve ilgilisine teslim edilmesi için hukuki mücadelenin verilmek zorunda kalındığı bir ülke halindedir. Sizler, verdiğiniz hak arama mücadelelerinin sonunda, er yada geç, ülkemizin de demokratik bir hukuk devleti olmasına olanak sağlayacak yapıyı inşa edeceksiniz. Ülkemiz, hakkın hep var ve dağıtıldığı bir hukuk devleti olduğunda, tarih , bunda, adalete ve adaletin bir gün herkese gerekli olacağına inanan ve bu uğurda çaba sarfeden avukatların mücadelesini yazacaktır. Adaleti devletin temeli yapmaya kararlı, hukuka inanmış sevgili meslektaşlarım, 5 Nisan Avukatlar gününüz kutlu olsun"