Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Aslında bu genel müdür, genel başkan olamazdı. Bu kendi genel başkanını bir kasetle devirerek genel başkan oldu. Şimdi aynen bu tezgahların içinde yine var. Şimdi oralara sığınıyor. Birilerinin hazırlamış olduğu bu gözetlemeler var ya bu gözetlemeleri, dinlemeleri beraber paylaşıyorlar. Yaptıkları iş, bu" dedi.
Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes Havalimanı'nda kendisini uğurlamaya gelen vatandaşlara seslendi.
Yola çıkarken "tek millet" dediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Ne dedik biz? 'Tek bayrak' dedik. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldızımız şehidimizin sembolü. Şairimizin dediği gibi, 'Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Onun için 'Tek vatan' diyoruz. Çünkü bu topraklar sıradan değil. İstiklal Marşımızda olduğu gibi; Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda / Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda / Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" diye konuştu.
Bunlara ek olarak "Tek devlet" dediklerini anımsatan Erdoğan, eğitimde çocukların sıraların üstünde ücretsiz kitapları bulduğunu, burs ücretlerine zam yaptıklarını, yılbaşından sonra daha da artıracaklarını, yurtların sayısını ve kalitesini de yükselttiklerini ifade etti.
- Başörtülü öğrenciler
Başörtülü öğrencilerin yıllarca okuldan uzaklaştırıldığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz, 'Yapmayın, yanlış yapıyorsunuz, ülkeyi germeyin' dedik. Ama dinletemedik, Sabır, sabır, sabır. Vakit geldi, hamd olsun, artık başörtülü yavrularımız üniversiteye giriyor mu? Aynı şekilde imam hatipler, aynı şekilde diğer okullara giriyor mu? Bazı yerlerde bazı müdürler, bazı öğretmenler yavrularımıza zulmediyorlar, onlar da hesabını veriyorlar, onu da bilesiniz. Çünkü bu ülkede artık bu ayrımcılık olmayacak, normalleşen Türkiye böyle olacak."
Türkiye'nin bölünmediğini, başı açık ve başı örtülü kişilerin el ele olduğunu, kamuda birlikte çalıştığını dile getiren Erdoğan, "Var mı sıkıntı? Ne aksadı, neydi bu zulüm ya? Yazık değil mi bu ülkenin insanına" dedi.
Sağlıkta bugün vatandaşların istediği hastaneye gittiğine ve istediği eczaneden de ilacını aldığına değinen Erdoğan, "CHP'nin genel müdürü, SSK'nın genel müdürü olduğun zaman ilaç vermiyordun, ilaç. Benim vatandaşım ilacını alamıyordu. Zaten hastaneler koğuş gibiydi. Sağlam giren, hasta çıkıyordu. Doktor ilaç veriyor, gidiyorsun hastanenin eczanesine, o da ilaçların yarısı var, yarısı yok. Bizim jenerasyon bilir hastanelere sabahın köründe gider, numaralar alır, öyle tedavi olurduk. Bu CHP zihniyetine 30 Mart'ta cevap vermemiz gerekiyor" diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Aslında bu genel müdür, genel başkan olamazdı. Bu kendi genel başkanını bir kasetle devirerek genel başkan oldu. Şimdi aynen bu tezgahların içinde yine var. Şimdi oralara sığınıyor. Birilerinin hazırlamış olduğu bu gözetlemeler var ya, bu gözetlemeleri, dinlemeleri beraber paylaşıyorlar. Yaptıkları iş, bu. Ama netice alamayacaklar, sandıkta hesabını verecekler. İzmir belediyesi İZBAN'ı yapabildi mi? Biz devreye girdik, biz bitirdik. Universiade burada yapıldı, yine biz milli bütçeden buraya para ayırdık ve biz bitirdik. Biz hallettik."
İzmir'i Gördes Barajı ile suya kavuşturduklarını belirten Erdoğan, "Şimdi utanmadan sıkılmadan diyorlar ki, 'Biz yaptık'. Kendi su ihtiyaçlarını karşılayamadılar" dedi.
CHP'nin susuzluk, kirlilik anlamına geldiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bu iktidarın en önemli kişisi Binali Yıldırım kardeşimizi İzmir'e veriyoruz. Çünkü İzmir'e böyle bir kabiliyet gerekiyordu. Modern İzmir'i böyle kuruyoruz inşallah" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, kendisini uğurlayanlarla "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkı sözlerini söyledi.
- Notlar
Erdoğan'ı Adnan Menderes Havalimanı'ndan uğurlamaya çok sayıda partili geldi. Tekbir getiren partililer Erdoğan'ı telefonlarının ışıklarını açarak karşıladı. Kefen giyen bir grup, "Biz kefenimizle çıktık yola büyük usta" yazılı pankart açtı. "Önce Allah'a inandık, sonra sana güvendik. Ölümüne seninleyiz büyük usta" pankartı da açıldı. Bazı vatandaşların ağaçlara çıktığı görüldü.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasına başlamadan önce sunucu tarafından Ömer Hayyam'ın "Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar / Güneş yalnız da olsa etrafa ışık saçar" dizeleri okundu. Sözler, kalabalık tarafından da tekrarlandı. Partililerin, flamaların yanı sıra Türk bayrakları ve üzerinde Rabia işareti bulunan pankartlar taşıdığı görüldü.
Erdoğan konuşurken yanında eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da yer aldı.
(Bitti)
Muhabir: Emre Umurbilir
Yayınlayan: Nevbahar Kabaklı