Kanımızca AKP il Başkanı tarafından yapılan açıklamalar da aynı kapsam ve ruh hali içerisinde, haksız algı oluşturabilmek amacıyla ifade edilmiştir!
Her ne kadar yalan ve iftiralarda geçen olguların asıl muhatabının kimler olduğu kamuoyu tarafından bilinmekte ise de asıl muhataplara ve eylemlere yönelik anımsatmalarda bulunmak doğru olacaktır!
Bu kapsamda ifade etmemiz gerekir ki;
- 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi öncesinde, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’dan mektup alan ve onu da heyecanla kamuoyuna aktartan kişi Kemal Kılıçdaroğlu değildir!
- FETÖ Terör Örgütüne yönelik olarak; “Ne istediler de vermedik”, “Hoca Efendi, dön gel bu hasret bitsin”, diyen, FETÖ üyesi; subayları general yapan terfi ettiren, Vali ve Emniyet müdürü olmalarını sağlayan, Hakimleri kritik noktalara atatan, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi Üyesi olarak seçtirten de Kemal Kılıçdaroğlu değildir! Kısacası halkımız FETÖ’cülerin hangi iktidar döneminde ne kadar güçlendiğini bizzat görmüştür.
Dolayısıyla yalan ve iftiralarda geçen olguların gerçek muhatapları bellidir!
Terör örgütlerine destek vermiş, onlarla yol arkadaşlığı yapmış bilinen siyasi muhataplar yerine her daim terör örgütlerini karşısına almış, onlarla mücadele etmiş, onların saldırısına hedef olmuş Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu, üstelik yalan ve iftiralarla, suçlamaya çalışmak, bu iddiaları gündeme getirenlerin asgari ahlak değerlerine bile sahip olmadıklarını açığa çıkarmaktadır.
Siyasetin temel ilkesinin dürüstlük olduğuna inanan CHP, mayasında bu ülkenin Cumhuriyetçi, çağdaş, demokrat birikimi olan Muğla kentimizi eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin kenti yapmak için mücadelesini sürdürecek; dün olduğu gibi bu gün de ne kentimizi ne ülkemizi yalana ve pervasızlığa teslim etmeyecektir. Kamuoyunun Bilgisine saygıyla" dedi.