CHP Muğla Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu üyesi Av. Burak Erbay, “Bu yasa teklifi baroları bölerek savunmayı savunmasız bırakmayı ve vatandaşın hak arama özgürlüğünün teminatı olan barolarımızı ele geçirmeyi amaçlamaktadır” dedi.
AKP’nin TBMM Başkanlığına sunduğu ve Adalet Komisyonu’nda görüşülerek kabul edilen Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne karşı tepkiler artıyor. Türkiye’deki seksen baronun karşı çıktığı teklife karşı birçok ilde eylemler yapılmasının yanı sıra Ankara’da toplanan baro başkanları ve avukatlar günlerdir TBMM önünde ve Ankara Adliyesi’nin bahçesinde nöbet tutarak kanunun geri çekilmesinin talep ediyor.
Kanun teklifinin Anayasaya ve yasalara aykırı olduğunu ifade eden CHP’li Erbay, “Bu kanun teklifine karşı her alanda mücadele edeceğiz. Baro başkanlarımız ve avukat meslektaşlarımız bu teklife karşı gerek TBMM önünde gerekse Ankara’da günlerdir direniyorlar. Biz de CHP Milletvekilleri olarak hem adliye önünde hem de TBMM önünde oturma eylemi yapan baro başkanlarımıza ve meslektaşlarımıza var gücümüzde destek veriyoruz. Onlarla birlikte sabaha kadar nöbet tutuyoruz. Diğer yandan Adalet Komisyonu’ndaki görüşmelerde de bu kanunun ülkemize ve hukuk sistemimize vereceği zararları anlattık ve mücadele ettik. Şimdi sıra genel kurulda vereceğimiz mücadeleye geldi. Burada da büyük bir mücadele vererek bu kanunun geçmemesi için elimizden geleni yapacağız.” dedi.
CHP’li Erbay, güçlü demokrasilerin güçlü sivil toplum örgütleriyle var olabileceğini belirterek şunları söyledi,
Bu teklif Anayasa ve yasalara aykırıdır
Bu yasa teklifi baroların yapısını ve seçim sistemini değiştirmeyi amaçlamaktadır. Çoklu baro kurmayı amaçlayan bu teklif Anayasa’nın kamu kurum ve kuruluşlarının yapısını düzenleyen 135. maddesine aykırıdır. Hukuk sistemine vurulacak ağır bir darbedir. AKP, iddia ve karar makamlarını ele geçirdiği adalet sisteminin son halkası olan savunmayı ele geçirmeye çalışmaktadır. Bu kanun teklifiyle barolar bölünmeye ve parçalanmaya çalışılmaktadır. Böylece savunma savunmasız bırakılmaya çalışılmaktadır. İktidarın baskıcı tutumu karşısında bağımsızlığını korumaya çalışan, hukukun üstünlüğünü ve demokratik değerleri savunmaktan vaz geçmeyen, insan hak ve hürriyetleri ile demokratik değerleri savunan, toplumsal barışın, huzurun ve adaletin teminatı olan ve savunma hakkını sonuna kadar koruyan avukatlara boyun eğdirmeyi amaçlayan bir tekliftir.
Barolar her zaman mağdurların yanında olmuştur
Barolar Türkiye’deki en önemli sivil toplum örgütlerinden birisidir. Nerede bir mağduriyet varsa barolarımız orada mağdurların yanında olmuştur. Barolarımız Soma’da maden cinayetine kurban edilen işçilerin, Çorlu tren kazasının mağdurlarının yanında olmuştur. Kadın cinayetlerinden çevre katliamlarına kadar birçok toplumsal davanın müdahili olmuştur. Toplumsal konularda elini taşın altına sokan barolarımız siyasi iktidar tarafından cezalandırılıyor. Şimdi ise bu kanun teklifiyle maalesef toplumun her kesiminin savunmasını üstlenen barolarımız savunmasız bırakmak isteniliyor.
Vatandaşın savunma hakkı yok edilmek isteniyor
Baroların en önemli görevlerinden bir tanesi de vatandaşın haklarını savunma özgürlüğünün teminatı olmasıdır. Barolar ortadan kaldırılınca vatandaşın savunma hakkı da ortadan kaldırılacaktır. Yargının yandaşlaştırıldığı, medyanın baskı altına alındığı, muhalefet edenlerin hapse atıldığı, sosyal medyanın kısıtlandığı bir ülkede AKP ele geçirilmesi gereken son kale olarak baroları görmektedir. Baroları ele geçirdiklerinde halkın savunma hakkı yok edilmiş olacaktır.
Bu teklif avukatların sorunlarına çare olmayacaktır
Avukat meslektaşlarımızın hayati öneme sahip sorunları var. Mesleğe yeni adım atmış genç meslektaşlarımız kiralarını ödeyemiyorlar. Bağkur primlerini ödeyemeyen birçok meslektaşımız var. Genç avukatların gelirlerini artırmak için çalışımalar yapmalıyız. Adli yardımlar yeniden düzenlenmelidir. CMK ile ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Dünyada örnekleri olan tapu işlemlerinde avukat bulundurma zorunluluğu gibi yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Avukatlık hizmetlerinde KDV oranı düşürülmeli, CMK ve zorunlu arabuluculuk hizmetleri ile uzlaştırma hizmetleri tümüyle vergiden muaf olmalıdır. Vatandaşın yargılama giderleri yükünün azaltılması gibi düzenlemeler yapılmalıdır. Adliye binalarının fiziki şartları yeterli değildir. Bu konuda da çalışmalar yapılmalıdır.
Bu kanun teklifiyle siyasal iktidar hukuku fişlemek istemektedir
Bu kanun teklifi hukuk sisteminin topyekün bir fişlemeye tabi tutulmasıdır. Siyasal iktidar 18 yıldır kutuplaştırma üzerine kurduğu siyasal stratejisini barolar içinde uygulamak istemektedir. Bu teklifle avukatlar arasında ayrışma ve kutuplaşma ortaya çıkacaktır. Bu teklifle birlikte siyasi, sosyal, etnik, dini vb. birçok farklı aidiyete dayanan baronun kurulmasının yolu açılmaktadır. Avukatların yanı sıra hakim ve savcılar ile vatandaşların fişlenmesinin önü açılacaktır. Farklı aidiyetlere mensup barolara üye olan avukatlar ve bu barodan savunma isteyen vatandaşlar fişlenecektir. Diğer yandan hakim ve savcılar da duruşmaya giren avukatın lehine ya da aleyhine verdikleri kararlar çerçevesinde fişlenecektir. Hatta adliye personeli bir baro odasını ziyaret ederken fişlenme korkusu taşıyacaklardır.
Avukat borsası kurulacaktır
Bu kanun teklifinin yasalaşması kamuda ya da özel şirketlerde görev yapan avukatlar için de baskı unsuru oluşturacaktır. Kamuda görev yapan avukatlar siyasi iktidara yakın barolara üye olmaya zorlanacak ya da kamuda göreve alınacak avukatlar siyasi iktidara yakın barolardan seçilecektir. Avukat sayısını tutturmak ve yeni baro kurmak için Avukat Borsa’sı kurulacaktır. Barolar arası transfer söz konusu olacaktır. Bu durum avukatlık mesleğinin onuruna yakışmayan görüntülerin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Avukatlık mesleği ve kutsal olan savunma hakkını hiçbir artı değer getirmeyen bu düzenleme geri çekilmelidir. Barolar meslek örgütüdür ve öyle kalmalıdır. Hak arama özgürlüğünün teminatı olan barolar bölünmemelidir. Güçlü adalet güçlü baroyla mümkündür.