Türkiye, 9 saat arayla meydana gelen iki depremin yarattığı ağır yıkımla mücadele ediyor. Yıkımlar sadece binalarda değil psikolojik olarak da derin hasarlara yol açtı. En çok etkilenenler de şüphesiz depremzede çocuklar.
Yücelen Muğla Hastanesi’nden Uzman Psikolog Sinem Küçem konuyla ilgili bilgi paylaşımında bulundu.
Deprem her yaştan insan için travmatik etkilere sebep olan bir doğal afettir. Deprem gibi bir doğal afet karşında birçok zorluk ve belirsizlik ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu felaket ile başa çıkmak hem yetişkinler hem de çocuklar için zor bir süreçtir. Çocuklar hem depremin kendisinden hem de sonrasında yarattığı belirsizlik ve hayatlarında yol açabileceği değişikliklerden korkarlar. Çocukların yaşanan olaylarla ilgili bilgiye ihtiyaçları vardır. Çocuğun güven duyduğu bir yetişkinden bu bilgileri alması önemlidir. Yaşanan durumla ilgili bir şey saklamadan, yanlış bilgi vermeden ve çocuğun anlayacağı bir dille konuşmak gerekmektedir. Çocukların soruları yaşlarına ve gelişim dönemlerine göre yanıtlamaya çalışılmalıdır. Konuşmadan önce çocukların duyguları ve sormak istediklerini dinlenmelidir. Konuşurken çocuğun göz hizasında olmak için diz çöküp ve ellerini tutulmalıdır. Duygularını konuşarak aktaramayan çocukların resimlerinden ve oyunlarından anlamaya çalışılmalıdır.
Sadece depremi yaşayan değil bu acıyı televizyonda izleyen çocuklar için destek gerekebilir!
Deprem bölgesinden çok uzakta olup görüntülerden etkilenen çocuklar ile de deprem hakkında konuşmak gerekir. Deprem hakkında yaşına uygun bilgi verilmelidir. Çocuklar ile birlikte ailece evde bir eylem planı yapılabilir ve deprem çantası hazırlanabilir. Bu çantaya sevdiği bir oyuncağı koymak da önemlidir. Ebeveynler, depremden etkilenen kişilere yardım hazırlanacağı zaman çocuklarla birlikte bu hazırlığı yapabilirler. Çocuklara, “oradaki arkadaşlara göndermek istediğin oyuncaklar olur mu?” diye sorulabilir. Ayrıca, oradaki çocuklara mektup yazabilirler ve resim çizebilirler. Bu şekilde çocuklara temas etmek onlara da iyi gelebilir.
Çocuklar için neler yapabiliriz?
Daha fazla zaman geçirin, konuşun, güven verin. “Korkma, birlikteyiz ve güvendeyiz”, “seni seviyorum” gibi cümleleri olabildiğince sık tekrar edin. Kucağınıza alın, sarılın. Yakın temas kurmak ona terk edilmeyeceği mesajını verir.
Korkutucu televizyon görselleri ve konuşmalarından uzak tutun.
İmkanlar ölçüsünde gündelik alışkanlıklarınızı sürdürmeye çalışın. Çocukların kısa sürede günlük rutinlerine dönmeleri önemlidir. İlk aşamada okul olmadığı için güvenli ortamlar oluşturarak yaşıtları ile zaman geçirmeleri sağlanabilir. Onlarla oyun oynamak, şarkı söylemek, resim çizmek rutinin birer parçasıdır.
Yetişkinlerin iyi olma halleri çocukları destekler. Bu yüzden kendinize iyi baktığınızda çocuğunuza en iyi şekilde yardımcı olabilirsiniz. İhtiyacınız olduğunda başkalarında yardım isteyin.
Çocuğunuzun duygularını kelimeye dökmelerine yardım edin; “korkuyorum”, “mutluyum”, “kızgınım”, “üzgünüm”. Böyle duyguları hissetmenin normal olduğunu söyleyin.
Oyun oynayın. Özellikle, okul öncesi dönemdeki çocuklar duygularını düşüncelerini akıcı bir şekilde sözcüklerle ifade edemezler. Çocuğun yaşadıklarını anlatmaya ihtiyacı vardır bu aktarımı da oyun ve oyuncaklar yolu ile yapacaktır. Çocuğunuz oyun oynarken onu izlemeye çalışın.
Çocuğunuzun size yapışması ve yanınızdan ayrılmaktan endişeli olması çok doğaldır. Eğer çocuğunuzdan ayrılmak zorunda kalırsanız ne kadar süreliğine ve ne zaman döneceğinizi söyleyin. Eğer bırakabilirseniz, size ait bir şey bırakın; bir fotoğraf gibi.
Bir şeyleri düzeltemezseniz bile, çocuğunuzla olmak ve yanında durmak bile bir şeyleri değiştirebileceğini unutmayın.
Yücelen Hastanelerinde Psikoloji Kliniğinde depremden etkilenen yetişkin, çocuk ve ergenlere yaşamakta olduğumuz travmatik süreçle ilgili psiko-sosyal destek için hazırız.