“Gaza geldim, gaf yaptım” gibi kelimeler sarf etmişler. Gaza gelmeyeceksiniz. Eğer dirayetli bir liderseniz, dirayetli bir siyasetçiyseniz, halkınızı seviyorsanız o gaza gelmeyeceksiniz. O zaman sizde dirayet yok demektir, idarecilik hiç yok demektir. Halkını anlamak hiç yok demektir.”
“Benden özür dilememiş, benim için hiç önemli değil. Fakat onun o kadar çok özür dileyeceği insan var ki Marmaris’te. Seçim süreci değil, yıllar yetmez o özürlere. Ben sadece iki tanesini söyleyeceğim. Bütün özürleri bir kenara bıraksın dilemeyi. Beni zaten hiç katmasın. Böyle bir şeye ihtiyacım yok, böyle bir kompleksim de yok. Ama şu Tansaş’ın önünden sürgün ettiği o simitçiden özür dilesin! Çeşme Meydanı’ndan sürgün ettiği dul kızının özürlü çocuğuna o bakan o ihtiyar adamdan da özür dilesin! Başka hiçbir özür istemiyorum. Onlardan özür dilesin, onların hakkını acaba nasıl ödeyecek onu da bir düşünsün!”
Marmaris Belediye Başkanı Ali Acar’ın seçim ofisi açılışında “Yaş Yetmiş , iş bitmiş” sözü için kendisi dışında tüm vatandaşlardan özür dilemesini de yorumladı…Siyasetçiler bazen karşılarında biraz kalabalık, üç-beş tane kamera, altı-yedi tane de mikrofonu gördükleri zaman maalesef beyinleri ve dilleri arasındaki irtibat kayboluyor. Veya kısa devre yapıyor. Tahmin ediyorum orada da aynı şey belediye başkanının başına geldi. Çünkü ben takip etmiyorum; “Gaza geldim, gaf yaptım” gibi kelimeler sarf etmişler. İşte gaza gelmeyeceksiniz. Eğer dirayetli bir liderseniz, dirayetli bir siyasetçiyseniz, halkınızı seviyorsanız o gaza gelmeyeceksiniz. O zaman sizde dirayet yok demektir, idarecilik hiç yok demektir. Halkını anlamak hiç yok demektir. Şimdi o laf çok talihsiz bir söz. Çünkü tahmin ediyorum bu sözü söylerken; herhalde o yaşlarda olan Sayın Muğla Belediye Başkanımız Dr. Osman Gürün Bey de yanındaydı. Belki muhterem kendi annesi de oradaydı. Belki amcaları da oralardaydı. Demek ki yanlış bir söz. Eğer “Yaş yemiş, İş bitmiş” deniliyorsa; konuyu aydınlatmak için şunu söylemek gerekiyor. Bu durumda olan, bu görevde olan insanlar için, fiziki kontrollerin dışında ruhi kontrollerin yapılması ön planda olmalıdır. Çünkü bunlar topluma liderdirler, toplumu idare edeceklerdir. O zaman kendisi yetmiş değildir, daha azdır, o zaman bizi alsın götürsünler tam teşekküllü bir Devlet Hastanesi’ne. İkimizi de psikiyatri Hocalarının önüne çıkarsınlar, hangimiz sağlamsa onu çıkarsınlar, diğerini misafir etsinler. Ben hazırım buna. O nedenle bir sözü söylerken; nereye gideceğine, nerden nasıl döneceğine çok dikkat etmek gerekiyor. Benden özür dilememiş, benim için hiç önemli değil. Fakat onun o kadar çok özür dileyeceği insan var ki Marmaris’te. Seçim süreci değil, yıllar yetmez o özürlere. Ben sadece iki tanesini söyleyeceğim. Bütün özürleri bir kenara bıraksın dilemeyi. Beni zaten hiç katmasın. Böyle bir şeye ihtiyacım yok, böyle bir kompleksim de yok. Ama şu Tansaş’ın önünden sürgün ettiği o simitçiden özür dilesin! Çeşme Meydanı’ndan sürgün ettiği
dul kızının özürlü çocuğuna o bakan o ihtiyar adamdan da özür dilesin! Başka hiçbir özür istemiyorum. Onlardan özür dilesin, onların hakkını acaba nasıl ödeyecek onu da bir düşünsün!
“Ben Artık Bittim Diyor”
Ak Parti belediye Başkan Adayı Doğan Tugay, Acar’ın kendisi ile ilgili olarak “Benimle hesabı var, o yüzden aday oldu” söylemlerine de cevabı şöyle oldu; “Çok talihsiz bir açıklama. Artık bir siyasetçinin “Ben artık bittim” diyebileceği söylemlerden birisi. Eğer sizin bir hesabınız varsa, bu hesabınızı oturduğunuz makamı kullanarak alamazsınız, göremezsiniz. Bu hesap şahsi bir hesapsa o zaman bunu şahsi olarak görmeniz gerekmektedir. Ve o makam halka hizmet makamıdır. O makam Marmaris’in ilerisine dönük çalışmaları ve gelişmeleri uygulayıp yapacağınız makamdır. O Makam seçilmişlerin bir makamıdır. Bana göre çok kutsal bir makamdır. O nedenle o makamı bu nedenle çok basit, yersiz, rezillik kokan ideoloji ile ortaya sürmek, çok yanlıştır ve ben bu konuşmayı kınıyorum. Hesabın varsa benimle olsun veya bir başkasıyla bunu makamınızın dışında görebilirsiniz. Hesap yargıda görülür. Ve şu anda da yargıdadır. Hesap yargıda görülürken bunu şahsi ve siyasi polemiğe çevirmek de çok yanlıştır. Ben bu hesap meselesini ve belediye başkanı olma nedenlerinden biri olarak görülmesini de halkımızın takdirine bırakıyorum. Biz o makamlara hiçbir zaman kimseyle hesap görmek için gelmeyeceğiz. Benim öyle bir kompleksim yok. Yapım ve karakterim hiçbir zaman buna müsait değildir. Zaten gelme sebebimiz de bu karakterdeki insanların memleketi idare etmemeleri gereği üzerine kurulmuştur. Bu insanlar artık hadlerini bilmeli, bu vatandaşlara bu insanlara bu gibi argümanlarla çıkarak bu makama gelip, bu makamı da kullanmak istemelerini de çok yanlış olarak değerlendiriyorum. Ben bunları bitmişliğin, tükenmişliğin tezahürü olarak görüyorum.”
“Biz Marmaris’i hiç kimseye, hiçbir gruba geleceğini ipotek altına alacak duruma düşürmeyiz.”
Tugay ayrıca Marmaris’e refahı nasıl getireceklerini ve hakkındaki bazı iddialara da cevap verdi… “Biz Marmaris’i hiç kimseye, hiçbir gruba geleceğini ipotek altına alacak duruma düşürmeyiz. Düşürülmesine de müsaade etmeyiz. Marmaris’in refahı ancak yatırımlarla yükseltilebilir. Yatırımlar demek istihdam sağlamak demektir. İşletme aşaması da istihdamdır. Ve bu yatırımlarla da Marmaris’e daha fazla rağbettir, istektir ve Marmaris’in pazarlanmasını daha fazla yapılması demektir. Eğer sizin bir kongre merkeziniz yoksa, Kültür Sarayınız yoksa , Fuar merkeziniz yoksa, Stadlarınız, Spor Tesisleriniz yoksa eğer Marmaris’te yeteri kadar üniversiteye ait yüksek öğretim kurumları yoksa hatta Marmaris’te akademisyenlerin de öğrenim gördüğü doktora yapabileceği enstitüleriniz yoksa, hiçbir şekilde refahtan söz etmeniz mümkün değildir. İkincisi Marmaris’te alternatif turizmi geliştirmediğiniz takdirde yine aynı kısır döngü içerisinde kalacaksınız. İşte tüm bunlar Marmaris turizminin önünü açacak ve çalışma sürecini daha da uzatıp, Marmaris halkına daha fazla iş imkanı istihdam sağlayacak bir gelişme olarak görüyorum. Bu da refahına tesir edecektir. Bu işin neticesi bizi Marmaris’in refahı ile beraber kalitesi ve itibarının da artmasına götürür. Bu tesisler bir itibar kazandıracaktır. Ama bu tesisleri kullananlar, bu tesislere gelenler, akademisyenler ve üniversite bir kalite getirecektir. İşte bunların hepsi bir yumaktır, bir zincir5dir ve birbirine bağlıdır. Bunları yapmak için muhakkak ki bir desteğe ihtiyacımız olacaktır. Bunların hiç biri belediye bütçeleri ile yapılacak yatırımlar değildir. İşte biz bu sözleri aldığımız için, iktidarın da bu konuda yardımcı olacağını bildiğimiz için bunları söylüyoruz. Proje koyduğunuz zaman ortaya onun altını doldurmanız gerekmektedir. Bunun altı da ancak finansmanla dolar. Bu finansmanı da sağlayarak Marmaris’e refahı ve kaliteyi getireceğimize inanıyorum.