Geçtiğimiz sabah evden çıkmadan telefonum çaldı. Telefona baktım açmadan, numara kayıtlı değildi. Açtım alo dedim. Karşıdaki kişi Temel senle görüşmem lazım deyince ofise geç 10 dakikaya geleceğim diyerek telefonu kapattım. Ama arayanın kim olduğunu anlayamadım. Sesi tanıdık geliyordu, sesinden kim olduğun çıkaramadım. Ofise geçtiğimde henüz o kişinin gelmediğini gördüm. Bir müddet sonra geldi. Ama benim gibi veya bu makaleyi okuyan okurlarım gibi sağlam değildi. Zor ayakta duruyor. Tanıdıktı, bir rahatsızlık geçirmişti. Artık eskisi gibi ayakta duramıyordu. Kolundan tutup, yardım ederek oturdun. Ofiste Derya hanım vardı, tam olarak ne istediğini söylemediğini anlayınca, salona aldım onu. İlk sözü iki gündür eve ekmek alamıyoruz oldu. Beni arayan sen miydin? dedim. Evet, başka arayacak kimsem yoktu dedi. Elimi cebime attım. 40 YTL param vardı, hepsini vermek veya vermemek arasında kaldım. Sonunda çıkardım verdim. 20'sini sen al dedi. Hayır dedim. Biz sağlamız her zaman para bulabiliriz, sen bulamazsın dedim. (Bu kişinin adı bende saklıdır, yardım etmek isteyenler olursa arasın beni) amacım bu kişi yıpratmak falan değil. Bu makaleyi yazmak için kendimi çok zorladım. Hayatın ne kadar boş olduğunu bu kişiye bakınca anladım. Kavgaların, çıkar çatışmalarının ne kadar gereksiz olduğunu düşündüm. Sayfalarca milletin aleyhine yazı yazanları düşündün. Allah'ım sen ne büyüksün ki, insanları nasıl imtihan ediyorsun. Allah çok insanlara, araba, apartman, mal, mülk, şan, şöhret vermiş. Bazı insanlara da fakirlik, dert, musibet, elem, keder vermiş; sonraki insanlar çok mu kötü, yoksa Allah öbürlerini çok mu seviyor? Diyebilirsiniz. Ama Yaradan işte bu şekilde bizleri sınıyor. Burada bir hadise ver yermek istiyorum: Kim bir nefsi, kısas yahut yeryüzünde fesat çıkarma sebeplerinin biri olmaksızın öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. (Mâide Sûresi, 32)
Ülkemizin Başbakanı Erdoğan, sürekli konuşuyor. Muhalefet Liderlerini muhatap kabul etmiyor. İşadamlarını muhatap almıyor. Ama yeşil sermayenin büyümesine ses çıkarmıyor. Ekonomi, kriz almış başını gidiyor. Bizim Kasımpaşalı aslanlar gibi meydanda. Her gün ülkemize şehit geliyor. İcranın başında olan başbakan çözüm üreteceğine bakın ekonomi için ne demiş: Aynı ölçekte olmasa da son altı yılda yaşanılan küresel ve ulusal krizlerin yapılan bu reformlar sayesinde asgari etkiyle atlatıldığını belirterek, şunları söylemiş: ''Türkiye artık eskisi gibi krizlere ve dalgalanmalara karşı zayıf değildir. Makro ekonomik temellerini güçlendiren, hızlı bir değişimi ve dönüşümü yaşayan bir ülkedir. Son yıllarda uygulanan mali disiplin ve ihtiyatlı para politikaları mali sektörün önemli ölçüde güçlenmesi, gerçekleştirilen yapısal reformlar, artan uluslararası rezerv düzeyi, kamu borç yapısında ve seviyesinde sağlanan iyileşmeler ve dalgalı kur politikası Türkiye'nin şoklara karşı direncini ciddi manada artırmıştır
Yine Sayın Erdoğan, Tampon hakkında düşüncelerini işte böyle açıklıyor: Burada tampon bölge gibi bir şeye şu anda zaten gerek yok, olması gerekenler de yapılıyor. Yani bunlar atılıyor ortaya. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı olan kişinin biraz daha dikkatli konuşması gerekir. İnsanların ekonomi kriz içinde yüzdüğünden burnundan soluk almadığını unutmayalım. Ülkemizi karıştırmak isteyenlerine fırsat vermeyelim. Tekrarından kardeş kanının dökülmesine zemin hazırlamayalım. Lütfen biraz daha dikkat!...
temelirmak@hotmail.com
Allah'a Emanet Olunuz!...