Bir Deniz Hikâyesi dizileri ile tanıdığımız, son dönemde yer aldığı Alparslan: Büyük Selçuklu ve Yasak Elma dizileri ile ekrana dönen sevilen oyuncu Emre Kızılırmak Haber Caddesinden Alper Ergez’in sorularını yanıtladı.
Haziran ayında sinema severlerle buluşan korku filmi ‘’Sayara’’ projesi nasıl doğdu ve siz bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Yönetmen ve senarist Can Evrenol ile her biraraya gelişimizde beraber yapalım bişeyler derdik. ‘’Sayara’’ projesine nasip oldu. Sert bir proje olacağını tahmin ediyordum ve sert projelerde olmakla ilgili problemim olmamasına rağmen senaryoyu okuduktan sonra bir yok artık dedirtti . Kabul etmesi bile zor bir proje ve karakterdi. Can ile beraber bazı eklemeler çıkarmalar yaparak karakteri hikayesiyle biraz daha geliştirdik. Benim için dahil olmaktan keyif aldığım sıra dışı ve herkesin izlemeye midesinin kaldıramayacağı bir projede tuzum olmuş oldu. Vizyon sonrasında uzun metraj sinema filmimiz “Sayara” halen dünya çapındaki festival yolculuğuna devam ediyor ve güzel başarı ve ödül haberleriyle özellikle fantastik film festivallerinde bizi gururlandırmaya devam ediyor.
Filmde hayat verdiğiniz ‘’Barış Ataberk’’ karakteri bugüne kadar diğer projelerinizde canlandırdığınız hiçbir karaktere benzemiyor, nasıl hazırlandınız? Zorlandığınız anlar oldu mu?
‘’Barış Ataberk’’ karakteri ilk görüşte çok sıkıntılı bir tip ve çocukluğundan gelen travmaları ve yaşadığı hayatın koşullarıyla yanlışlar üzerine yapılan yanlışlarla yaşamayı alışkanlık haline getirmiş bir karakter. Barış’a fiziksel olarak hazır olmam benim için bir artıydı ama psikolojik olarak onun probleminin başladığı yeri beraber bulup üzerine anlatılmak isteneni inşa etme çalışmaları önemli ve hayatiydi. Can Evrenol aynı zamanda projenin senaristi olduğu için her istediğimde küçük toplantılar yapabilme lüksüne sahiptim. Ve sonuç hepimizi mutlu etti.
Peki Emre Kızılırmak bir projede her rolü ve her tarz karakteri oynar mı. Yani oyunculukta sınırlarınız var mı? Mesela cesur proje ve sahnelerin olduğu yapımlarda rol alırmısınız?
Her rolü tabii ki oynayamam . Ama bazı projelerde sizin oynamaya çekindiğiniz acayiplikler barındıran karakter bazen seyirciyle buluştuğunda güçlü bir farkındalık yaratabilir. Haklı sebepleriyle olay örgüsü ve altını dolduran hikayesi olduğu sürece kabulümdür.
Bu arada Türkiye ve Gürcistan ortak yapımı olan “Köprü” filminde Gürcistan’ın ünlü pop yıldızı Nini Baduraşvili ile birlikte başrolü paylaşıyorsunuz. Film 25 Ekimden itibaren Türkiye ve Gürcistan’da eşzamanlı olarak vizyona girecek. Bu projeyi nasıl kabul ettiniz?
Gürcistan hep merak edip de gitmeye vakit bulamadığım bir ülkeydi. Bu yüzden değerlendirdiğim teklifler içinden Gürcistan ve Türkiye arsında ilk ortak proje olması dikkatimi çekti ve senaryosunu okuyunca da projede olmak istedim.
Gerçek bir hayat hikayesinin anlatıldığı ‘’Köprü’’ filminin konusundan biraz bahsedebilirmisiniz?
Evet yaşanmış bir hayat hikayesi var. Gürcistan ve Türkiye arasında köprü inşa etmek isteyen bir mimarın ve oğlunun hayatını anlatıyor. Gürcistan’ın Sovyetler zamanında kominizime karşı cumhuriyetçilerin mücadelesi ortamında, babasının yarım bıraktığı köprü inşaatını tamamlamaya çalışmasının hikayesini izleyeceksiniz. Stalin döneminin karışık olaylarıyla günümüze kadar devam eden davaları arasında kalmış ‘’Davut’’ karakterinin gönlünü kaptırdığı ve Gürcistanlı şarkıcı karakterini de Gürcistanda gerçekte de çok tanınmış bir müzisyen olan Nini Baduraşvili canlandırdı.
Röportaj-Yazar/Basın Danışmanı
Alper ERGEZ