Muğla Milletvekili İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Prof. Dr. Metin Ergun yazılı basın açıklaması yaptı.
Ergün "ErfMilletimizin çok önemli bir kesiminin iktisadi olarak katlanılamaz zorluklar yaşadığı bu çetin günlerde, AK Parti’yi ve yöneticilerini böylesine zehirli bir kutuplaştırma siyasetinden ve belediyelere yönelik sergilenen bu yanlış tutumlarından vazgeçmeye ve hukuk içerisinde kalmaya çağırıyoruz."
Ergün: "31 Mart 2010 günü, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından “Yardım Toplama” konusuna ilişin bir genelge yayımlanmıştır. Bu genelgeye göre, küresel bir pandemiye dönüşen Koronavirüs Salgını’nın yarattığı ekonomik zorluklar ile mücadele çerçevesinde ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızı desteklemek amacıyla Büyükşehir Belediyelerimiz tarafından oluşturulan bağış hesaplarına el konulmuştur.
Ayrıca ilgili genelge, belediyelerin toplayacakları bağışları 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanunu’na tabi olduğu gerekçesiyle izne bağlamayı amaçlamaktadır. Oysa belediyeler 2860 Sayılı Kanun’da sayılan yardım toplayacak kurumlar arasında belirtilmemiştir. 2860 Sayılı Kanun, esas itibariyle gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin yardım toplama faaliyetlerini düzenleme altına almaktadır. Bunun dışında, gerek devlet tüzel kişisi, gerekse diğer kamu tüzel kişiliklerine ilişkin Kanun’da bir düzenleme mevcut değildir
Bununla beraber, Kanun’un 6. maddesi gerçek kişiler ve kurumların yetkili makamlardan izin alma zorunluluğunu düzenlemektedir. Bu hükme göre, vakıf ve derneklerin yardım toplamak için yetkili kurumlardan izin alması bir zorunluluktur. Dolayısıyla, belediyelerin yapılan yardımları kabul etmesi için 2860 Sayılı Kanun’daki makamlardan izin alması gerekmez. Zira kişi ve kurumlardan yapılan yardımlar belediyelerin bütçe gelirleri içerisinde yer alır.
Belediyelerin #BirlikteBaşaracağız sloganıyla başlattıkları kampanyalar hukuken birer yardım toplama faaliyeti değil, bağış organizasyonudur. İlgili organizasyonlar, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15. ve 59. maddeleri ile 5216 Sayılı Kanun’un 18. maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde yürütülmektedir.
Diğer taraftan bağışın şartlı mı, şartsız mı olacağına belediye değil; bağışta bulunan kişi karar verir. Kişi, belli bir amaca yönelik olarak belediye hesabına para yatırıyorsa, bu şartlı bağış niteliğindedir ve Belediye Meclisi kararı ile kabulü gerekir. Şartsız bağışlar ise belediye başkanı tarafından kabul edilebilmektedir. Bağışta bulunan kişinin bağışı şartlı mı, şartsız mı yaptığı; ya bağış makbuzuna yazdığı açıklama ile ya da belediyeye vereceği bağış dilekçesi ile anlaşılır. Diğer taraftan, yapılan nakdi hibeler şartlı da olsa, şartsız da olsa bütçe geliridir. Belediyelerin şartlı ya da şartsız bağışlardan elde ettiği nakdi gelirler 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine uygun olarak kayıtlara alınır, kontrol edilir ve 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak da harcanır. Ve tüm bu işlemler Sayıştay denetimine tabidir.
Anayasanın 127. maddesi hükmü gereği mahalli müşterek ihtiyaçları karşılamak üzere kurulmuş belediyelerin 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun “Hemşeri Hukuku” başlıklı 13. maddesi ve “Belediyenin Görev ve Sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinde belediyelerin ihtiyaç sahiplerine yardım dağıtması bir görev olarak düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere Belediye Kanunu açıkça, bağışların belediye gelirleri arasında olduğunu, şartsız bağışları belediye başkanının kabule yetkili olduğunu düzenleme altına alınmıştır. Ülkemizdeki her belediye, hiç şüphesiz Belediye Kanunu’nda belirlenen görevler kapsamında kullanmak üzere, bağış yapmak isteyenler için banka hesap numaraları ilan edebilir ve bu hesaplarda toplanan bağışları kabul edebilir.
Bu minvalde, Millet İttifakı’nın Büyükşehir Belediyeleri tarafından ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız ile hayırsever vatandaşlarımızın bir araya getirilmesini hedefleyen ve kısa zaman içinde de oldukça geniş bir katılım ile çok önemli bir başarı elde eden kampanyalar nereden bakılırsa bakılsın takdire şayandır. Belediyelerimizin bu çabaları, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz böylesi zamanlarda olağanüstü kıymetli çabalar olarak değerlendirilmelidir. Belediyelerin bu gayretlerinin merkezî idare tarafından da takdir edilmesi ve desteklenmesi gerekirken, söz konusu genelge ile bu çabalar tahkire maruz kalmıştır.
Böylesine meşakkatli zamanlarda milli birlik ve bütünlüğümüzü pekiştiren ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermeyi amaçlayan bu değerli gayretlerin “siyasi saiklerle” engellenmesi milli vicdana sığmayan ve kabulü de mümkün olmayan bir tutumdur.
Hukuki mevzuat bu kadar açıkken, Millet İttifakı’nın Büyükşehir Belediyeleri öncülüğünde milletimizin yaralarını sarma gayesi ile oluşturulan kampanyaların bu şekilde durdurulması; her şeyden önce bir hukuksuzluktur, yetki gaspıdır ve kanun tanımazlıktır.
Milletimizin çok önemli bir kesiminin iktisadi olarak katlanılamaz zorluklar yaşadığı bu çetin günlerde, AK Parti’yi ve yöneticilerini böylesine zehirli bir kutuplaştırma siyasetinden ve belediyelere yönelik sergilenen bu yanlış tutumlarından vazgeçmeye ve hukuk içerisinde kalmaya çağırıyoruz."dedi.