YATIRIMLAR İKTİDARIN LÜTFU DEĞİL, BEDELİ MUĞLA’DA YAŞAYANLARIN CEBİNDEN ÇIKIYOR
Girgin, Yatırım Programının iktidarın bir lütfu olmadığını, kamunun yatırım stratejisinin bir ayağı olduğunu, dolayısıyla yerel yönetimlere, iktidar partisinden olan ve olmayan şeklinde ayrım yapılmasının haksızlık olduğunu vurguladı.
“2022 Yılı Yatırım Programı’nı incelendiğimizde mahalli idareler dışında merkezi hükümete bağlı kurumların yatırımları için 184 milyar 306 milyon lira kaynak ayrıldığı; Mahalli İdareler için ise 72 milyar 53 milyon lira tutarındaki hizmet ve proje bedelinin Yatırım Programı’na alındığı görülmektedir.
Uygulama yeri sadece Muğla olan projeler için 734 milyon 815 bin lira bütçe ayrılmış durumda ve bu miktar toplam bütçenin yalnızca binde 3,99’una denk geliyor. Diğer illeri de ilgilendiren projeleri dahil ettiğimizde ise 1 milyar 8 milyon bütçe ayrıldığı görülüyor. 2022 Yılı Yatırım Programında tablo bu iken, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bağlı Kuruluşu MUSKİ, toplam 860 milyon 326 bin lira, yatırım planlıyor.
Buna ilave olarak da Büyükşehir Belediyemizin kendi imkanlarıyla bulmuş olduğu dış finansmanla yapacağı 63,5 milyon Euro'luk (Bugün itibarıyla yaklaşık 985 Milyon TL) içme suyu ve yenilenebilir enerji içerikli proje paketine hiçbir kefalet veya hazine garantisi istenmemesine rağmen 2022 Yatırım Programında yine yer verilmeyerek, bu projelerin hayata geçirilmesinin önü açılmıyor.
2022 YILI YATIRIM PROGRAMI MUĞLA’YA YAPILAN HAKSIZLIĞIN BELGESİ
2022 Yılı Yatırım Programında ayrılan kaynağı, Muğla’dan toplanan vergilerle karşılaştırdığımızda, neden “Muğla hak ettiğini alamıyor” dediğimiz açıkça anlaşılacaktır. 2021 yılında Muğla’dan toplanan vergi 5 milyar 931 milyon liradır. 2022 Yılı Yatırım Programı tarafından projelere ayrılan kaynak ise bu rakamın yüzde 12,4’üne denk gelmektedir. Muğla devlete verdiği verginin çok altında yatırım alıyor. Kısacası Muğla, merkezi bütçeye 8 lira verirken, 1 liralık yatırım almaktadır.
Şunu da vurgulamak gerekiyor: 2022 Yılı Yatırım Programı’nda Muğla’ya ayrılan kaynağı, Muğla zaten vergileriyle fazlasıyla ödüyor. Dolayısıyla iktidara düşen, yerel yönetimin borçlanarak yaptığı projeleri Yatırım Programında kendi projeleri gibi sunmak değil, doğrudan yatırımlarla Muğla’nın ihtiyaçlarını karşılayacak bir strateji izlemektir.
BODRUM İÇME SUYU PROJESİ DURDURULMUŞTUR
Girgin 2022 Yılı Merkezi Hükümete bağlı kurumların Muğla’daki yatırım tutarlarını gösteren tabloda 2024 yılında tamamlanması hedeflenen, toplam maliyeti 545,5 milyon olan ve şu ana kadar 443 milyon harcanan, Bodrum İçme Suyu Projesi için, 2022 yılında bin lira (teknik adıyla iz ödenek tahsis edilerek) ayrılarak, projenin durdurulduğu görülmektedir. Bodrum’un artan nüfusu nedeniyle bu proje ivedilikle bitirilmesi gerekirken durdurulması, iktidarın yaklaşımının tek kalemle özetidir.
MUĞLA İÇME SUYU (SANDRAS SUYU) PROJESİ DE DURDURULDU
Bodrum’dan sonra su arzı sorunu yaşanan bölgelerin başında Menteşe İlçesi ve çevresi, 2019’da başlanıp 2026 yılında tamamlanması hedeflenen, toplam maliyeti 661 milyon olan ve şu ana kadar hiç harcama yapılmayan Muğla İçme Suyu ve İsale Temin Hattı (Sandras Suyu) için yine bin lira iz ödenek tahsis edilerek, projenin durdurulduğu görülmektedir. En iyi ihtimalle projenin 2030 yılına sarktığı anlaşılmaktadır.
VATANDAŞA İÇİ BOŞ TOSTA MAHKUM EDENLER OKLUK YAZLIK SARAYI’NA 37 MİLYON AYIRIYOR!
2021 yılı sonuna kadar 648 milyon 300 bin lira harcanan, Okluk Yazlık Sarayı için, 2022 yılında 37 milyon 200 bin lira kaynak ayrıldı. Artan hayat pahalılığı, düşen alım gücü nedeniyle ucuz olsun diye üretilen, boş baklava, boş tost, boş gözleme haberlerini hepimiz okuyoruz. Hatta içi boş içli köfte yapılmaya başlandı. Adına da "hiçli köfte" diyorlar. Yazlık Saray için yani şatafat için milyonlar ayıranlar, vatandaşı içi boş tosta mahkum etmenin bedelini, sandıkta “hiç” olunca ödeyecekler.
İHTİYAÇ YENİ BİR MERKEZ – YEREL DENGESİ
İlk seçimden sonra, İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde sözünü verdiğimiz, yeni bir merkez-yerel dengesini kuracağız. Böylelikle yerelde de devletin tüm kapasitesi en verimli şekilde kullanılacaktır. Merkezi yönetimin kapasitesi ile yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesi birleştirilerek, hizmetin vatandaşa daha etkin ve verimli bir şekilde ulaşması sağlanacaktır.