Seslerini duyuramayan işçiler, son çare olarak gördüğü Gündem Gazetesine mail yoluyla ulaşarak seslerinin duyurulması için yardım istedi.
İşte o işçilerin yardım çığlığı :
İstanbul Fikirtepe Kavşak Projesi Yapı İnşaat Firmasında çalışan bir grup işçiyiz. Bir kısmımız şantiye kuruluşundan itibaren 2018 başlarından bu zamana kadar çalışmakta. Bu viyadüğü biz ve arkadaşlarımız özverili gece gündüz çalışarak bu hale getirdik. Belki İstanbul’un en gözde Projelerinden birini biz inşa ediyoruz, çok güzel bir eser oldu. Çalışan herkes mühendisi işçisi bekçisi amiri memuru ben yaptım diye gurur duyuyor. Şantiyemiz Otobüs durakları içinde olduğu için her gün binlerce insan geçiyor çalışırken yanımızdan selam veriyorlar gıpta ile bakıyorlar ellerinize sağlık diyorlar, birde bizi çalıştıranlar elinize sağlık dese, alın şu hakkınızı dese, çoğumuz 6 aydır hak ettiğimiz paramızı alamıyoruz ve çalışmayı durdurduk. Çalışma noktalarımızdan birinde tepkimizi göstermek için sessizce beklerken Firma şantiye personelleri bizi şikayet etti ve Terörle mücadele polisleri ve bizi Üsküdar Terörle Mücadele Merkezine götürdüler. Saatlerce bizi göz hapsinde tuttular Savcı Beyin emriyle uzun süre ifademizi bile almadılar. İfademizi aldılar Daha sonra taşeronun temsilcisini nezarete attılar ve 6 saat nezarette kaldı bunun öncesinde gündüz 12 gibi karakola gittik . Sonra dokuz kişi işçi arkadaşımızı daha götürdüler ifadelerini aldılar Savcı Bey gözaltı kararı verdi ve 7 saate yakın ifade aşamaları sürdü kamuoyunda oluşan baskılar nedeniyle hepimizi serbest bıraktılar. Yapı firmasının yetkilileri Savcı ve Polislere nüfus edebildikleri yönünde bizi tehdit ederek bize boyun eğin biz güçlüyüz Firma sahipleriyle başa çıkamazsınız diyerek yıldırmaya çalıştılar. Ancak bizler kenarda bekleyerek hiçbir şeye zarar vermedik bu Terör Şubeden gelen Komiser Hüseyin adındaki memur kayıtlarında mevcuttur hiç kimseye kötü sözler söylemedik. Gece gündüz Formen ve Şeflerimizin talimatlarıyla işimizi yaptık ama karşılığını alamıyoruz. Ailemize bakamaz hale geldik alacaklarımız birikti kredi batağına düşürdüler bizi evimize ekmek götüremez hale geldik. Biz sadaka istemiyoruz, bağış istemiyoruz sadece alın terimizi zamanında ödenmesini istiyoruz.