Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Funda Timurkaynak, bir programa katılmak üzere geldiği Eskişehir'de AA muhabirine yaptığı açıklamada, KLİMİK Derneği'nin 1986 yılında kurulduğunu ve erişkin aşılaması üzerinde önemle durduklarını belirterek, rutin bir yasal düzenlemesi ve zorunluluğu bulunmayan erişkin aşılaması konusunda enfeksiyon hastalıkları uzmanları olarak duyarlılık oluşturmaya çalıştıklarını anlattı.
"Çocuklarımız kadar kendi aşılanmamıza da özen göstermeliyiz" diyen Timurkaynak, erişkinlerde, özellikle risk grubunda bulunan 50 yaş üzerindekiler, gebeler, şeker, kalp, kronik akciğer hastaları ve organ nakli olan kişilerin, grip ve zatürre aşılarını yaptırmaları gerektiğini belirterek, Hepatit A-B ve tetanoz aşılarının da ihmal edilmemesi gereken aşılar olduğunu ifade etti.
Kasların sürekli ağrılı bir şekilde kasılmasıyla kendini gösteren ve ölümcül olabilen bir hastalık olan tetanoza karşı aşının en son ilkokul eğitimi sırasında yapıldığını anımsatan Timurkaynak, şöyle konuştu:
"Tetanoz mikrobunun sporları havasız, tozlu ortamda ve toprakta bulunuyor. Örneğin kişiler, depremde göçük altında kalmak, trafik kazasında araçtan fırlayarak, toprakta yuvarlanmak, inşaattan düşmek ya da toprakla uğraşırken elini kesmek suretiyle toprağın içindeki tetanoz bakterisinin sporlarını alabilirler. Hastalığın tedavisi erken dönemde daha yüz güldürücü olmakla birlikte, kas gücünün yerine gelebilmesi için tedavi süresi 6 aydan uzun sürebilir. Kişiler bu süre sonunda tamamen iyileşebilir ya da solunum cihazına bağlı kalabilir. Hastanın tedavisinde geç kalınması durumunda ise maalesef ölümle de sonuçlanabilir. Tüm bunların yaşanmaması için aşılamaya önem göstermemiz gerekiyor. Çoğu vatandaşımızın düşündüğü gibi tetanoz sadece paslı çividen geçmez, herkes tetanoz riskine açıktır. Toprağın, tozun bulaştığı her yaralanma, bizi bu hastalığa götürebilir. Bu yüzden herkesin 10 yılda bir tetanoz aşısı olması gerekir."