GENELKURMAY eski Başkanı ve emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde söyleşiye katıldı. 'Atatürk'ün Kitap Aşkı, Okudukları ve Yazdıkları' konulu söyleşide Başbuğ, Atatürk'ün not defterlerinden okuduğu kitaplar ve bu eserler hakkındaki notları Bodrumlularla paylaştı.
Yaka Mahallesi'ndeki Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü'nde düzenlenen 'Atatürk'ün Kitap Aşkı, Okudukları ve Yazdıkları' konulu söyleşiye konuşmacı olarak Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ konuk oldu. Etkinliği aralarında Sözcü Gazetesi yazarlarından Yılmaz Özdil, Ümit Zileli ve Can Pulak'ın da yer aldığı 150 kişi izledi. Başbuğ konuşmasına, Twitter'dan da yaptığı açıklamaya değinerek başladı. Başbuğ, Ergenekon davasında yargılanmasıyla ilgili şunları söyledi:
"TBMM, Mustafa Kemal Paşa'ya 5 Ağustos 1921'de Başkomutanlık görevini verdi. Şimdi çok tartışılıyor ya Başkomutanlık konusu. Meclis bu görevi Sakarya Savaşı'ndan önce verdi. 3 aylık süre için verildi. Sonra uzatılacaktır. Bu yetki ile TBMM'nin sahip olduğu yetkileri aynen kullanabilecekti. Şimdi ikinci veya üçüncü nokta yine bir 5 Ağustos. Diyorsunuz ki bu bir tesadüf mü? Hayır, çok seçilmiş bir tarih. Bu kez yakın zamana geliyoruz. 5 Ağustos 2013. Ben kesinlikle bu tarihin de bilerek seçildiğini düşünüyorum. O gün kendilerini, Türk milleti adına yargılama yaptığını utanmadan söyleyen bir cemaat mahkemesi, işte benim de içinde olduğum ki Genelkurmay Başkanı olarak TSK'ya 2 sene komutanlık yapan bir niteliğimiz var. Sözde Ergenekon davası, terörist, terör örgütü lideri gibi suçlamalar kapsamında bu mahkeme müebbet hapis cezası verdi. Ben ve benim gibi birçok arkadaşım da ceza aldı. Allah'ın adaleti, bu dünyada olmazsa öbür dünyada gerçekleşir deriz ya, burada belki de bir istisna yaşadık. Yaşıyoruz hep beraber. Allah'ın adaleti bu dünyada da gerçekleşebiliyormuş. Bu kararı veren mahkemenin başkanı, üyeleri, savcıları, bazıları maalesef kaçtı. Bunlar kaçmayanlar, şimdi cezaevinde. Elbette yaptıklarının hesabını verecekler, bunun hep beraber takipçisi ve izleyicisi olacağız."
"ATATÜRK 57 YILLIK HAYATINDA 3 bin 397 KİTAP OKUMUŞ"
Atatürk'ün lise yıllarından itibaren notlar tuttuğunu ve bu notlarında da çok sık kitap okuduğunu yazdığını belirten İlker Başbuğ, "Atatürk için okuma, hayatının bir parçası" dedi. Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savaş esnasında dahil, özellikle geceleri okuduğunu görüyoruz hep. Fırsat bulduğunda okuyor. Çanakkale Savaşları döneminde okuduğu kitaplardan biri ilginçtir, Çalıkuşu'nu okuyor. Atatürk'ü, Atatürk yapan tabi çok nitelikler var ama bu niteliklerden en önemli gelenlerden bir tanesi onun okuma aşkı. Daha önce yaptığım konuşmalarda bu rakamı söylemiştim. Aklı evveller olmayacağını söylemişti. Sonra yazdılar. Atatürk'ün özel kütüphanesi var, bir kısmı Anıtkabir'de, bir bölümü de Çankaya'da. Kayıtlara göre 3 bin 397 kitap okumuş. Bazı kaynaklar kütüphanesinde olan kitap sayısını 4 bin 289 olarak veriyor. Ama okuduğu kitaplar 3 bin 397 kitap. Ama nasıl okumuş? Anıtkabir'de okuduğu kitapları görebilirsiniz. Nasıl bir okuma, sorgulayarak okuma, hep sorgulama, altları çizilmiş, not edilmiş, soru konmuş, ünlem konmuş, farklı bir görüşü varsa onu da yazmış, böyle bir okuma. 57 yıl çok uzun bir süre değil, tabi 7 yaşta okul çağına gelmesi, kalıyor 50 yıl. Yarım asırlık sürede 3 bin 397 kitabın okunması gerçekten mümkün değil yani, normal bir insan için. Atatürk'ün kitap okumasında sınır yok, saatler yok. Her gün okuduğu gibi bazen, geceleri çok yoğun okuyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı döneminde birkaç gün okuduğunu görüyoruz."
EN ÇOK TARİH KİTABI OKUDU
Başbuğ, Atatürk'ün okuduğu kitaplara bakıldığında en çok tarih kitabı okuduğunu belirterek, "Diğer alanları ezerek geçen bir konu var, tarih. Okuduğu tarih kitabı sayısı 862 civarında. Askerlik 261, siyasal bilimler 204, hukuk 181, din 161, dil bilimi 154, ekonomi 144, felsefe- psikoloji 121, sosyal bilimler 81. Tarih kitapları diğerlerini ezerek geçiyor. Bununda nedeni, lisedeki tarih öğretmenidir" dedi.
Okuduğu yazarlarında çok farklı olduğunu belirten Başbuğ, Atatürk'ün tek kaynak okumadığını, farklı bakış açısı olan yerli ve yabancı yazarların kitaplarını okuduğunu da belitti.
ALTIN ÇAĞ FORMÜLÜ
Altın nesil için formül veren İlker Başbuğ, "Altın nesil yetiştirmek istiyorsanız 3 konu çok önemlidir. Tarih, Matematik ve Felsefe'dir. Matematik ve felsefe birbirini bütünleyen sentezdir. Buna bir de tarihi eklerseniz işte altın çağı yakalayabilirsiniz. Matematikte neredeyiz, felsefede neredeyiz, sorgulamak lazım" dedi.
GÜLEN CEMAATİNİN ANA SİLAHI, KİŞİSEL İSTİHBARAT
İlker Başbuğ, Atatürk'ün not defterlerine yazdıklarını derlediği, '20'nci Yüzyılın En Büyük Lideri Mustafa Kemal' kitabından bölümleri de okuduğu söyleşide, Gülen cemaatine değinirken de şöyle dedi:
"Bugün dünya nasıl yönetiliyor biliyor musunuz? Kişilere ait personel bilgileri üzerinden yönetiliyor. Ana silah bu. Üretmek ya da kontrol etmek istediğiniz kişilere ilişkin, kişisel istihbarat, en büyük silahtır. Dünya bunun üzerinde duruyor. Kişisel istihbarat çok önemli. Gülen cemaatinin ana silahı nedir biliyor musunuz? Kişisel istihbarat. Ana silahlarından bir tanesi bu. Bu çok büyük bir yapılanma, çok büyük bir istihbarat yapılanmasına dayanıyor. Bu konuyu çok büyük bir silah olarak kullandı, kullanıyor, kullanmaya da devam ediyor. Düşünce ve duyguyu sentez yapabiliyorsanız topluluğu arkanızdan götürmeniz, ölüme götürmeniz bile çok kolay."
İlker Başbuğ, espriler yaparak sürdürdüğü ve izleyenlerin de keyif ve ilgiyle dinlediği söyleşi 2 saat sürdü. Konuşmasını tamamlamasının ardından, sorular cevaplayan Başbuğ, söyleşinin bitmesiyle ile de isteyenlerle hatıra fotoğrafları çektirdi.