İstiklal Marşı, kayda ilk geçtiği günün üzerinden 99 yıl geçmesinin ardından dizeleriyle ve Mehmet Akif Ersoy’un 'Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın' sözleriyle yürekleri kabartmaya devam ediyor. İşte, İstiklal Marşı'nın kabulü ve o günlerde yaşananlar;
İstiklal marşı bizim ulusal marşımızdır. Bir ulusun bağımsız ve özgür yaşama ülküsünü dile getiren bestelenmiş şiir ya da manzumelere ‘Ulusal marş ‘ adı verilir. Bunların ortaya çıkışı, genellikle tarihsel bir olaya dayanır. Çoğunun yazarı ve bestecisi de bilinmez. Kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarılır. Kurtuluş savaşına kadar bizim bir ulusal marşımız yoktu. Savaş zamanlarında orduyu coşturan askeri marşlar vardı. İkinci Mahmut’tan (1784-1829) sonra gelen padişahlar, kendi adlarına birer marş besteletirmişlerdir. Ama bunların hiçbiri ulusal marş değeri taşımadı. Herkes söyleyebileceğimiz bir marşımız olmadığından, 23 Nisan 1920 yılında, T.B.M.M.’nin açılışında bir marş söylenemedi.
Dönemin eğitim bakanı Rıza Nur hatıralarında marş yarışmasını kendisinin açtırdığını yazar: ”Yüce ihtilal ve savaş günleri. Böyle zamanlarda milletler en güzel milli marşlarını yaparlar. Bir milli marşın güfte ve bestesini yapana beş yüz lira maddi mükâfat vereceğimi ilan ettim.”
Gazetelerde ise İstiklal Marşı yarışması şöyle duyurulur:
“Şairlerimizin dikkatine:
Milletimizin dâhili ve harici İstiklal uğruna girişmiş olduğu mücadeleyi ifade ve terennüm için bir İstiklal Marşı. Umur-u Maarif Vekili Celile’si’ nice müsabakaya vazedilmiştir. İşbu müsabaka, 23 Kanun-u evvel sene 36 tarihine kadar olup bir heyeti edebiye tarafından, gönderilen eserler arasından intihap edilecektir ve kabul edilen eserin güftesi için beş yüz lira mükâfat verilecektir. Ve yine laakal beş yüz lira tahsis edilecek olan beste için bilahare ayrıca bir müsabaka açılacaktır. Bütün müracaatlar Ankara’ da Büyük Millet Meclisi Maarif Vekâletine yapılacaktır. Büyük Millet Meclisine ve Mustafa Kemal'e muhalif Peyami Sabah gazetesi “Milli marş tanzim ediğeler” başlığı ile verdiği haberde “Dün gelen Anadolu gazetelerinde Ankara Maarifi vekâletinin garip bir ilanı nazarı dikkatimizi cezp etti.” sözleriyle okuyucularına duyurur.
Durum böyle olunca bir Milli marşımızın hazırlanması zaruret haline geldi. İstiklal marşımız yurdumuzun düşman işgaline uğradığı felaket günlerinde hazırlandı. Saldırgan düşmana karşı Anadolu’da tutuşan ‘’Ulusal heyecanı koruyacak; ulusal azmi ve inancı canlı tutacak bir Marşı’n hazırlanması düşüncesi benimseyip bir yarışma düzenledi. Beğeniler şiir için 500lira ödül verilecekti. Yarışma için 734 şiir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrıldı. Ama hiç biri beğenilmedi; marş olacak değerde bulunmadı. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif’in para ödülünden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmadığı öğrenildi. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi( Tanrıöver), Şair ’in meclisteki sıra arkadaşı Balıkesir milletvekili Hasan Basri (Çantay) Bey’in yardımını istedi. Hasan Basri Bey de: Seçilecek şiire Ne para, ne de ödül verilmeyeceğini, M. E. Bakanı’nın kendisine güvence verdiğini söyleyerek Mehmet Akif’i yazmaya ikna etti. 48 saatte bitirilen şiir imzasız olarak M.E. B.’nın seçici kuruluna sunuldu. Milli Eğitim bakanı daha önce seçilen 6 şiirle birlikte yeni şiiri ordu komutanlarına gönderdi. Onlardan şiirlerin askerlere okunmasını, beğenilenlerin sıralanmasını istedi. Komutanlar kısa sürede sonucu bildirdiler. Hepsi de Akif’in şiirini birinci sıraya koymuşlardı. Marş, ilkin Meclis’in, Mart 1921 Günü yaptığı ikinci oturumda ele alındı. Başkan Mustafa Kemal’in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sık sık alkışlarla kesilen şiiri okudu ve son seçimin Meclis’e ait olduğunu söyledi. O gün oylama yapılmadı. Şiirle ilgili konuşmalar ve oylama, Meclis’in 12 Mart 1921 günü öğleden sonraki oturumunda yapıldı. Bazı milletvekilleri, bir komisyon kurularak şiirin yeniden incelenmesini, bazıları da hemen görülüp karara bağlanmasını istediler. Uzunca tartışmalardan sonra, şiirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve İstiklal Marşı çoğunlukla kabul edildi.
Sağlıklı kalın huzurlu kalın hoş cakalın….