Köy Enstitüleri Başöğretmen Aşır Ergin, Meslek Okullarına Önem Verilmeli

Temel Irmak’la Gündem, Köy Enstitüleri Öğrencisi Ankara Hasanoğlan Öğretmen Okulundan mezun olduktan sonra Öğretmenliğine başlayan Aşır Ergin’in evine konuk oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

Marmaris’te yaşayan 92 yaşındaki (Nevşehir Avanos 10 Ocak 1928 doğumlu) emekli 40 yıllık Gezici Başöğretmen Aşır Ergin’i Gazeteci – Programcı Temel Irmak evinde ziyaret etti.

 

10 Ağustos 1940 tarihinde Ankara Hasanoğlan Öğretmen Okulu mezunu olan Aşır öğretmen TEM TV  ve Gazetemiz için o eski günleri konuştular.

Aşır Ergin: “Atış müsabakasında çekildiğimiz Fotoğraf Uğur Mumcu’nun son kitabının arka sayfasında yer alıyor. Aynı resim Köy Enstitüleri vakfında büyütülmüş olarak asılı, aynı resim o dönemde tüm öğrencilere gönderilmişti. Aşık Veysel ve Ruhi Su bize hocalık etti. Kendilerinden çok şey öğrendik. Eğer o zamanki Köy Enstitüleri 10 yıl daha devam etseydi bugün memleketimizin hali başka olurdu” dedi.

 

Hocam kendinizi izleyenlerimiz için tanıtır mısınız?

“Ben Nevşehir Avanos 10 Ocak 1928 Doğumlu 40 Yıllık Gezici Başöğretmen Aşır Ergin. Yalnız ben bu soyadı daha sonra aldım. Benim esas soyadım Bölükbaşıoğlu idi. Soyadım sonradan Ergin oldu. Babam da benim gibi eğitmen idi. Biz esasen 4 kardeşiz. Hepimiz de babamın mesleği yolundan gittik ve hepimiz eğitmen olduk.

 

Hocam o eski günleri anlatır mısınız?

Şimdi bakın o zaman memleketimizde o yıllar şimdiki gibi bolluk ve verimlilik yok idi örneğin, biz ikinci dünya savaşında çok sıkıntı ve yokluk çektik. O yıllarda memleketimizde sadece radyo vardı. O zaman Hasanoğlan’da tren durmaz idi. Gerçi İstasyon vardı ama yine de tren durmazdı.

Bir gün Ankara Lalahan Tren İstasyonu’na bir vagon kereste gelmiş, 800 öğrenci olarak bizler öğretmenimiz Mustafa Güneri eşliğinde ve öğretmenimizle birlikte okulumuzdan yürüyerek Lalahan’a gittik ve o keresteleri okulumuz binasına kadar sırtımızda taşıyarak çıkarttık. Ben daha sonra iki yıl gezici olarak başöğretmenlik yaptım. Okullara teftişe gidiyordum o zaman babamda Merhum-Eğitmen Cemal Bölükbaşıoğlu bir köyde eğitmen idi. Bende babamı teftiş ettim babam hakkında rapor verdim.

 

Ankara Hasanoğlan Köy Enstitüsünden 10 Ağustos 1940 yılında mezun oldum. Diploma numaram l. Benim ilk görev yerim Nevşehir Avanos Akarca köyü idi. Akarca köyü 125 haneli ve 600 nüfuslu bir köy idi. Ben o köyde görev yaparken bir gün dediler ki bir varil gazyağı gelmiş. Muhtarımız o bir varil gazyağını tüm köylüye dağıttı. Ben o zamanlar sabah çocukları öğleden sonra da yetişkinleri okuturdum.

O zaman okul binamız elbette ki yetersizdi. Hasanoğlan’a yeni ilave Okul binası yapıldı, o zaman o okul binasına ilk kazmayı ben vurmuştum. Binamız yapıldı ve ödül olarak bizi Eskişehir Şeker ve Uçak fabrikalarını gezdirdiler.

Daha sonra biz öğretmen olduk ve ekip olarak bizi Balıkesir Savaştepe Öğretmen Okulu’na gönderdiler.

 

Hocam o yıllar yöneticiler kimlerdi?

Yıl 1942. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı. Hasan Ali Yücel Eğitim bakanı idi. İsmet İnönü, Hasan Ali Yücel ve Hakkı Tonguç bir gün okulumuzu ziyarete geldiler. O zaman Şair olan öğrenci kız kardeşim İsmet İnönü’ye bir şiir yazmış.

Elbette Şiir aynen şöyleydi:

Atamız geliyor hele bir bakın

Yolunda engeller kalmasın sakın

Geliyor atamız ileri Akın

Ulu önderimize karşı gidelim.

 

800 öğrenci idik. Hasanoğlan’da o zamanlar sabah kahvaltısından sonra bütün okul öğrencileri halka olur, davul, akordeon eşliğinde halaylar çekilir, halay işi bittikten sonra o günün programına göre dersi olan öğrenciler dershanelere gider dersi olmayan öğrenciler ise çeşitli sanat kollarına gidilirdi.

 

Biz okulda öğrenci iken eğitim amaçlı spor için atış talimleri yapılırdı.

Ben o atışlarda hedefi 11-12 vururdum.

Bir gün yine spor amaçlı atış müsabakaları düzenlendi. Ben yine başarılı oldum ve bana törenle Alfa marka fotoğraf makinası hediye edildi. O makine 4,5- 6 çekerdi.

Fotoğrafa gelince, Fotoğrafı meselesini daha önce anlatmıştım.

Hocalarımız kimlerdi?

Bakın o zaman Can Eyüpoğlu ve Mualla Eyüpoğlu okulumuzda hocalık yaptılar, ayrıca Aşık Veysel ve Ruhi Su hocalarımızdı. Biz bu hocalarımızdan çok dersler aldık.

Bu konuda bir anım var; Bir pazar günüydü, Hasanbey’de hep birlikte okulca toplu halde yemek yiyecektik. Aşık Veysel geldi ve okulumuza konuk oldu. Öğleyin oldu Yemeklerimiz geldi Ama nasıl yağmur yağıyor sanki bardaktan boşalırcasına, bizlerde o yemekleri yiyemedik. Aksilik ya bu. Orada Aşık Veysel’in sazının kulpu kırılmaz mı? O zaman Hidayet Güler öğretmenimiz Aşık Veysel’e dedi ki “Sen hiç merak etme o kulpun en iyisini yaparım” dedi. Hidayet öğretmenimiz sözünde durdu gerçekten de o sazın kırılan kulpunu yaptı ve Aşık Veysel’e verdi. O zaman Aşık Veysel dedi ki:

Sazım alta,

Küçük Veysel üste,

Sazım parçam,

Gurbet elde kalmazsın,

Ruhi Su hocamız okulumuzda bize ders verir hocalık yaparken ”Sedef kakmalı bir sazı vardı” O sazıyla bizlere bir beste okudu o beste de aynen şöyleydi;

Saraçlar İndi yürüdü,

Dört yanı duman bürüdü,

Uyan avcı avın geldi.

Ruhi Su böyle türküleri hem çalar, hem de söyler ve bizlere de söyletirdi.

Bir gün Ören’de yazlığa gitmiştik.(Ören derken Muğla Ören’den söz etmiyorum Fakir Bayburtlu’nun kızı da oradaymış. Bize Ruhi Su’nun orada olduğunu söyledi. O zaman oğlumda Almanya’dan geldi ve bir yazlık kiraladı. Bizde Ankara’dan o yazlığa gitmiştik. Bir akşamüstü Ruhi Su’yu Çay’a davet ettik. Ruhi su geldi o gün çok güzel bir gün geçirdik yani çok mesut olduk.

 

Hocam o zaman köy enstitüleri kaç ilde faaliyet gösteriyordu?

Köy enstitülüleri o zaman Türkiye’nin 21 ilindeydi. Yani o zaman 21 ilde faaliyet gösteriyordu.

HABERİN VİDEOSU...

 

Selçuk Özdağ: İktidar nimetlerinden ve tatlı yaşamdan makam mevkiden ayrılmak zor değil mi!!!
DURALİ ÇETİN UNUTULMADI
SELÇUK ÖZDAĞ: 'LAİKLİK SİYASETİN DEĞİL, VİCDANIN KONUSUDUR'
MİLLETVEKİLLERİ METE VE OTGÖZ: ENERJİ YATIRIMLARIMIZA DEVAM EDİYORUZ
BAŞKAN ÜNLÜ MİNİK MİSAFİLERİNİ AĞIRLADI
Muzaffer Aravi Mazbatayı Aldı
ReBirth, denge “SİZ” siniz!
Oğuz Akarfırat: “Ağır bir karalama ile karşı karşıyayım”
EKİM GEÇİDİ 14. KEZ KAPILARINI AÇTI
Selçuk Özdağ: Hazır, “at yalanı döveriz inanmayanı”