Marmaris'ten insanlık ve bilim tarihinde çığır açacak gencecik bir mucit çıktı. Marmaris'te yaşayan, Antalya Kaş'taki Turan Erdoğan Yılmaz Fen Lisesi'ne okuyan, ilgi alanı doku mühendisliği olan Alperen Telatar, deniz süngerini iskele olarak kullanarak bir farenin kök hücresinden doku üretmeyi başardı. 17 yaşındaki mucidin buluşu, tıp, kimya ve biyoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer'in ödüllendirdiği Telatar, 'sünger iskelesi'yle, bu ay Çin'de gerçekleşecek gençlere yönelik dünyanın en büyük proje yarışmasında Türkiye'yi temsil edecek. Genç ve parlak zeka ürünü projesi hayata geçtiğinde, kemik, kıkırdak kırılması, deri yanması, deri soyulması gibi yaralı bölgelere, içerisinde doku üretilen sünger monte edilecek.. Zamanla sünger yok olurken, adapte olan dokular sayesinde bölge, iyileşecek eski haline dönecek. Tahsilini liseden sonra biyoloji mühendisliği okuyarak sürdürmek isteyen Telatar , en büyük hayalinin ise 'yapay organ üreten ilk kişi' olarak insanlık tarihe geçmek olduğunu söyledi.
Alperen Telatar 17 yaşında, babası reklamcı, annesi emekli memur, Marmaris'te yaşıyor, eğitim hayatını ise Kaş Turan Erdoğan Yılmaz Fen Lisesi'nde sürdürüyor..
ZEKİ, ÇEVİK ve AHLAKLI
Lise son sınıfa geçen, önümüzdeki sene üniversite sınavına girecek olan, derslerindeki başarısını takdirnarnelerle taçlandıran, basketbol oynayan, kişiliğiyle de örnek gösterilen, sevilen Alperen Telatar, bugünlerde bilim dünyasına kazandırdığı projesiyle konuşuluyor. Zeki, çevik ve ahlaklı bir genç olan Alperen'e, yeni bir başarı kapısı açan isim ise Turan Erdoğan Yılmaz Fen Lisesi'nin Biyoloji Öğretmeni Füsun Koşumcu Erdoğan oldu.
ÖĞRETMENİ 'DOKU'SUNU DEĞİŞTİRDİ
Alperen, çok sevdiği biyoloji dersinde lise 1. sınıftayken öğretmeninin bahsettiği, dünyadaki geçmişi henüz 25 sene öncesine dayanan doku mühendisliğine büyük ilgi duydu. Alperen, "Çeşitli materyallerden iskele olarak kullanılarak doku yada organ oluşturmayı, bu yolla zarar gören, kırılan, kopan deri ve organları yeniden oluşturmayı amaçlayan bilim dalı" sözleriyle tarif ettiği doku mühendisliği konusundaki tüm yazıları, araştırmaları, gelişmeleri takibe aldı. Artık yaşamı dersleri, spor ve 'doku mühendisliği' üzerine kurulmuştu. 2018'in Mayıs'ında ipek böceği ipi ile örümcek ağının doku iskelesi olarak kullanıldığını öğrenince meraklı öğrencinin zihninde "İpek böceği ve örümcek gibi bir canlı olan deniz süngeri de niye iskele olmasın?" fikri oluştu. Konu hakkındaki tüm öğrendiklerini, merak ettiklerini paylaştığı öğretmeni Füsun Koşumcu Erdoğan, kendisini heyecanlandığını belirttiği fikri çok beğendi..
Öğretmen ve öğrencisi kafa kafaya verdi, elektornik posta yoluyla, 'buluş'u, Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Menemşe Gümüşderelioğlu'na gönderdi.
YERLİ VE MİLLİ BAŞARI
Menemşe Gümüşderelioğlu da “Deniz süngerinden doku iskelesine” adı verilen projeye sıcak baktı, üniversitenin kimya mühendisliği laboratuarının kapılarını Alperen'e açtı. Temmuz 2018'de Telatar, öğretmeni Erdoğan ile birlikte gittiği laboratuarda bölümün akademisyenleriyle 1,5 ay çalıştı. Bir fareden alınan kök hücre, Kaş'tan getirilen deniz süngerine nakledildi, sonuç başarılıydı. Yerli ve milli ekip, deniz süngerinde doku üretmeyi başarmıştı. İcadın, kimya, biyoloji ve tıp tarihine geçebileceğini dile getiren akademisyenler, Alperen'e, dünya devi Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer'in, Mayıs 2018'de yapılan Liseler Arası Bilim Yarışması'na katılmasını önerdi. Alperen, 658 rakibinin daha olduğu yarışma için öğretmeniyle İstanbul'a gitti.
YARALARA SÜNGER ÇEKEN GENÇ DAHİ
Bilim insanlarından oluşan jüriye, projesini şu sözlerle özetledi: " Doku mühendisliğinde ipek böceği ve örümcek ağından yararlanıldığı düşüncesiyle, eh biraz da Kaş'ta yaşayınca, deniz süngerinin de canlı olduğundan hareketle başladım projeme. Bacakta ya da kolda yaralanma sonucu bir doku kaybı olması halinde buraya deniz süngerinden bir doku iskelesi yapılıp içine kök hücre naklediliyor ve doku oraya adapte oluyor. Böylelikle yaralanan bölge iyileşiyor, eski haline geliyor."
ÇİN'DE PROJESİNİ DÜNYA'YLA PAYLAŞACAK
Bir başka devlet okulu İzmir Fen Lisesi öğrencisi iki genç deha Selma Öztürk ve Ömer Faruk Küser "Yeni bir Antibiyotik Taşınım Sisteminin Geliştirilerek Antibiyotik Direncinin Kırılması" adlı projeleriyle birinci ilan edilirken Alperen Telatar ikinciliğe layık görüldü. Genç mucit, bu sonuçla, bu ay 20-26 Temmuz tarihleri arasında Çin'in Macau kentinde gerçekleşecek gençlere yönelik dünyanın en büyük proje yarışmasına katılmaya, Türkiye'yi temsil etmeye hak kazandı..
SPONSORUNU HEMEN BULDU
Ancak ortada bir sorun vardı, ailesinin maddi durumu oğullarını Çin'e gönderecek, orada konaklatacak maddi gücü yoktu. Konu Marmaris medyasına yansıyınca, adını 'gizli' tutan bir iş insanı, bilim insanı adayının, 'Çin Seferi'nin masrafını karşılayacağını açıkladı. Çin'de, projesini dünyaya duyuracak, Türkiye'yi temsil edecek olmanın büyük heyecanını ve gururunu yaşadığını belirten Alperen Telatar, "Projemi ve ülkemi dünyanın gözü önünde en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağım" ifadelerini kullandı.
Tahsilini liseden sonra biyoloji mühendisliği okuyarak sürdürmek istediğini kaydeden, dünyanın dört bir yanından gelecek binlerce rakibi arasında Çin'de boy gösterecek Telatar, şöyle konuştu:
İLLE DE TÜRKİYE
"Maalesef değil Türkiye tüm dünyada doku mühendisliği üzerine bir fakülte olmadığını öğrendim.. Eğer olsaydı, tercihim netti, doku mühendisliği okumak isterdim.. O yüzden biyoloji mühendisliği eğitimi almak istiyorum. Özellikle akademik çevreler, projem dünyaya ulaşınca başta Çin ve ABD'liler olmak üzere, çok sayıda ülkenin kendisini üniversitelerinde eğitim almam için kuyruğa gireceklerini söylüyor. Ama ben kararlıyım ülkemde, Türkiye'mde yaşamaya eğitim görmeye devam edeceğim"
HAYALİ ORGAN ÜRETMEK!
Alperen, gerek kendisine, gerekse tanıyanlarına büyük heyecan uyandıran hayalini ise şu sözlerle anlattı: "En büyük hayalim, 'yapay organ üreten ilk kişi' olarak insanlık tarihe geçmek. Düşünsenize, bir kaza olmuş, bir insanın parmağı, kolu yada bacağı kopmuş ve benim buluşum sayesinde geri kavuşmuş.. Bunu başaracağıma inanıyorum." (Ahmet IRMAK)