İnce, dün akşam saatlerinde Marmaris'e giderek, Atatürk Meydanı'nda partililer tarafından karşılanmış ve Yat limanında yürüyüş yaparak, esnaf ziyaretinde bulunmuştu. Bugün ise Şahin Tepesi restaurantta basın mensuplarıyla kahvaltıda biraraya geldi.
İnce: "Ben size bugün. Biraz sonra bir iktidar, muhalefet ortaklığını yani Cumhur İttifakı değil, Millet İttifakı değil bir Muğla ittifakını anlatacağım size. Muğla ittifakı.. Muğla ittifakı gibi başka illerde de bu tür ittifaklar var ama bu artık Muğla'daki arşa çıkmış. Türkiye Cumhuriyeti yirmi yıl içerisinde, son yirmi yılda. çok büyük köklü yıkımlara uğradı. Türkiye Büyük Millet Meclisi devre dışı kaldı artık. Ordusu çökertildi. Gelenekleri bozuldu. Yargısı önce FETÖ'ye teslim edildi 2010’da. Daha sonra FETÖ'den kurtarıyoruz derken Erdoğan'a, AKP'ye teslim edildi. Yozlaşmış bir siyaset hakim artık. İlkeleri olmayan omurgasız bir siyaset. Ve susturulmuş bir basın. Böyle bir ortamda demokratik bir ülke yaratmak için milletimize şunu söylemek istiyorum. Birileri gelsin, bizi kurtarsın demekle bu iş olmaz. Kimse sizi kurtaramaz. Eğer demokratik bir rejimde yaşamak istiyorsanız özgür bir ülkede yaşamak istiyorsanız elinizi taşın altına sokacaksınız. Mücadele edeceksiniz, bedel ödeyeceksiniz. Bedel ödemezseniz, mücadele etmezseniz, kimse sizi kurtaramaz.
Değerli arkadaşlarım, bakın size bir Muğla ittifakından kısaca bahsedeyim. Ayrıntı isteyenlere de ayrıntı anlatırız. Milas'ta Tuzla bölgesinde inşaat oluyor. Sulak alanda. Menteşe'de çimento fabrikası kuruluyor. Marmaris Kızılbük'te yine inşaatlar tam gaz gidiyor. Burada nedir? Ortaklık nedir? Burada ortaklık şudur. Ruhsatı muhalefet belediyeleri verir. ÇED raporunu bakanlık verir. Al gülüm ver gülüm olayıdır. Üç senden iki benden. Yani medya önünde kavga eder gibi görülürler. Ama arka tarafta malı götürürler. Şimdi ben muhalefetin genel başkanına da iktidarın genel başkanına da sesleniyorum. Ya siz her gün kavga ediyorsunuz sözde. Sizin adamlar burada malı götürüyor. Ortak. Siz de mi berabersiniz burada ortaksınız? Yoksa Tatlısu Kurnazı mısınız? Yoksa kayıkçı kavgası mı yapıyorsunuz? Buna açıklayın millete. Ha bunu medya yazacak mı? Şüpheliyim vallahi. Ama yazacak birkaç namuslu elbet olacaktır. Türkiye'de bu Muğla ittifakını yıkmadan Türkiye'nin önü açılmaz. Türkiye'ye özgür bir ülke yapmak istiyorsak, mutlu, zengin bir ülke yapmak istiyorsak demokrat bir ülke yapmak istiyorsak, önce bu Muğla ittifakından başlamamız lazım.
Erdoğan her gün, büyük laflar etmeye devam ediyor. 2002’de iktidar olduğunda 2023 hedeflerimiz diyordu. Neydi 2023 hedefleri? 2 trilyon dolar milli gelir, kişi başı 25 bin dolar. Ve 500 milyar dolar ihracat. İlk 10 ekonomi arasına girecek. 500 milyar dolar ihracatın yarısı yok. 2 trilyon dolar milli gelirin yarısı yok. 25 bin dolar kişi başına gelirin yarısı yok. İlk ona girmeyi bırak, ilk 20’deydik şimdi ilk 23’e düştük. Bu ülke artık bir şahsım devletidir. Alman eline kimliğini alıyor. Türkiye'ye giriyor. Avrupa'da pek çok ülkenin vatandaşı kimlikleriyle Türkiye'ye seyahat edebiliyorlar. Aç mıyız biz? Muhtaç mıyız bunların 3-5 eurosuna? Bu ne demektir? Bir Türk Almanya'ya gitmek istediğinde vize alacak kuyruklarda bekleyecek. Ama o kimliğiyle gelecek. Devletlerarası ilişkilerde karşılıklılık ilkesi vardır. Bunların hepsini terk etti. Onurumuzu kırıyorlar. Şimdi de Bulgarlar'a. Yeter ki 3-5 euroyla gel, kimliğinle gir içeri. Pasaporta gerek yok. Bulgaristan derse ki Türkler de kimliğiyle içeri girebilir. O zaman bir sorun yok. Karşılıklı oluyorsa hiçbir sorun yok. Ama burada karşılık yok. Yeter ki 3-5 euro gelsin. Nasıl gelirse gelsin. Yani para kazan da nasıl kazanırsan kazan. Kötü yola mı düştün? Ne yaparsan yap ama yeter ki para getir. Aynısını Norveç'e yaptılar. Aynısını vatandaşlık satarak yapıyorlar. 400 bin dolara vatandaş. Gel kardeşim. Sekiz çocuklu karı koca on kişi adam başı 40 bin dolara vatandaşlık. Dünya. Hiçbir ülkesinde yoktur. Afrika ülkelerinde yoktur. Portekiz'de vatandaşlık veriyor ama şartları var. Önce diyor beş yıl içinde dil öğreneceksin. Lizbon'a yerleşemezsin. Önce diyor sana oy hakkı vermem oturma izni veririm. Şartları var ağır şartları var. Türkiye'de gel. Sudan ucuz vatandaşlık. Kanlarıyla cumhuriyet kurdu dedelerimiz. Kanlarla kuruldu bu cumhuriyet. Savaştan kaçan Suriyelilere kendi memleketinden onlara vatandaşlık veriyor.
Merkez Bankası faizi 19’dan 14’e düşürdü. Bütün dünya faiz artırıyor. Dünya hiçbir şey bilmiyor. Bir tek bizimkiler biliyor. Merkez Bankası 14’le bankalara veriyor. Bankalar 30-40’la vatandaşa veriyor. Arada zengin olan kim bankalar? Son yıllarda en fazla büyüyen sektör en fazla kar eden sektör bankalar. Yüzde bin. En büyük faizci Erdoğan'dır. Milletin cebinden alıp bankaların kasasına koydu parayı. Şimdi de diyor ki Merkez Bankası Başkanı biz diyor döviz hareketliliğinde kimlerin döviz aldığını biliyoruz. Sen bostan korkulu musun? Madem biliyorsun listeyi açıklasana. Neden açıklamıyorsun? Kimlerin döviz alıp sattığını bildiğini söylüyorsan bunu açıklayacaksın. O bilgi bende yok. Ben bilsem açıklarım. Merkez Bankası başkanını bunu açıklamaya davet ediyorum.
Memleket uçurumun kenarındadır. Bu iş artık Erdoğan'la olmaz. Erdoğan gitmelidir. Gitmelidir. Ama yerine gelecek olanlara da bir bakalım. Aziz milletim. Uyan artık bu derin uykudan. Uyan, bak yerine gelecek altılı masa. Birisi diyor ki Saidi Nursi gibi öndere ihtiyaç var. Yani bu iktidar olacak bunlar ortaklardan birisi diyor ki Saidi Nursi gibi öndere ihtiyaç var. Öbürü diyor ki anayasanın ilk dört maddesini tartışabiliriz. Saidi Nursi gibi öndere ihtiyaç var diyen Davutoğlu. Anayasanın ilk dört maddesini tartışabiliriz diyen Babacan. CHP içinde de çok makbul adamlar var yani. Ne diyor? Dersim katliamcısı diyor Atatürk'e. Tam buluşmuşlar. Tam Sivas'ta insanlar yanarken, sesini çıkarmayanlar, Atatürk'e Dersim katliamcısı diyenler, Saidi Nursi'ye önder diyenler, anayasanın ilk dört maddesini tartışanlar, buluşmuşlar, tam bir akraba topluluğu. Tam birbirine yakışan bir topluluk. Buradan da bu millete hayır gelmez. Erdoğan'ı göndeririz. Bayram ederiz. Ama altı ay sonra başımıza nelerin geldiğini buradan anlarız. Türkiye’nin yerli, milli bir duruşa ihtiyacı var. Türkiye'nin değerlerine cumhuriyetin değerlerine, kurumlarına saygı duyan bir duruşa ihtiyaç var. O da Memleket Partisi. Biz bu konuda bu ülkenin ormanlarını korumaya, yurtlarında çocuklarını korumaya, tarlalarında zeytinlerini korumaya, hazinede parasını korumaya, sınavlarda soru. Korumaya. Sokaklarda kadınlarını korumaya, hayvanlarını korumaya denizlerini müsülajlardan korumaya ant içtik. Biz gönüllüler ordusu olarak, Memleket Partisi olarak günlerdir yollardayız. Buna devam edeceğiz.
Allah hiçbir emeği zayi etmez. Millet de bunu. Farkındadır. Biz ısrarla anlatmaya devam edeceğiz. Mustafa Kemal Paşa'yla yola çıkarken on sekiz kişiyle çıktı. Para yoktu, silah yoktu, ordu yoktu. Ülke işgal altındaydı. O pes etmedi. Bizim ilham kaynağımız bir çift mavi gözdür zaten. Onun ilkeleri ışığında, inançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Milletin tercihine de saygı duyacağız. İnşallah Muharrem İnce zaten kampanya dönemlerinin adamıdır. Seçim sathı mahaline girince bazısı biliyorsunuz beşi on beş yapar. Bazısı beşi sıfır beş yapar. Muharrem İnce beşi on beş yapanlardandır. Kampanya döneminde iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum.
Tekrar cumhurbaşkanı adayı olacak mısın?
Buna partimizin üyeleri karar verecek. Bizim partide diktatörlük yok. Sen adaysın deyince aday olunmuyor. Aday adayı olacağım. Partinin üyeleri beni seçerse belki başka bir vatan evladını seçecek. Beni seçerse tabii ki adayım.
Kemal Kılıçdaroğlu olursa siz destek verir misiniz?
Birincisi bir Millet İttifakı'nın adayı diye bir resmi açıklama yapılmadı. Böyle bir resmi açıklama yapılmadan konuşmak doğru olmaz. Ben resmi açıklamaya bakarım. İkincisi neden ikinci tura o kalıyor? Ben niye kalmıyorum ki yani? Neden öyle bir ben kalırsam onlar destekleyecek mi? Önce onu bir anlaşmamız lazım.
Altılı masayla ya da AK Parti'yle koalisyona evet dermişiniz?
Bizim şartlarımız belli. Atatürk'ü tartışmayacaklar. Bir Atatürk tartışılmaz. Öyle kurtuluş savaşına, Cumhuriyete devre arası falan filan dersen anlaşamayız. Dersim katliamcısı dersen de anlaşamayız. Bir Atatürk'ü tartışmayacaksın. İki terörün her türlüsünü kınayacaksan her türlüsüne. Üç, kadına şiddet ve çocuk istismarını yüksek sesle reddedeceksin. Dört ayrımcılık yapmayacaksın. Ayrımcılık yapmayacaksın. Türk, Kürt, Alevi, Sünni bunları yapmayacaksın. Bunlar da anlaştığımız sürece masaya otururuz. Bunlar da anlaşamıyorsak kimseyle işimiz. Şunu söyleyeyim. Bizim Cumhur İttifakı'nda olma diye bir şeyimiz yok. Bunu 2578 kere söyledim. Bunu tekrar tekrar soranlar bir. Kusura bakmasınlar iş olsun diye soruyorlar. Kızacaksın bana. İki bunu onlara bunu onlara muhalefet sorduruyor. Artık sormayın bunu bana. Artık sormayın. Erdoğan gitmeli diyorum, gitmeli. Erdoğan gitmeli. Giderken de milleti uyarıyorum. İlk dört maddeyi tartışanlara Saidi Nursi'ye önder diyenlere, Atatürk'e Dersim katliamcısı diyenlere kanmayın. Yani diyorum ki kırk katır mı? Kırk satır mı? Arada kalmayın. Memleket partisi var. Üçüncü seçenek var. Ben bunu söylüyorum." dedi.