Muğla Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Akbulut, herkesin kabul edeceği bir düzenlemeye ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, “Baskıyı, sansürü dayatmayacak bir düzenlemeye katkı vermek isterdik.” dedi.
Muğla Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Akbulut, 'Dezenformasyon Yasası'nın teklifinin en kritik maddesi olan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasını öngören ve “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu içeren 29. Maddesinin, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin ardından açıklamada bulundu.
Başkan Akbulut, Basın meslek örgütleri olarak dezenformasyonu engelleyecek her türlü düzenlemeye destek vereceklerini ancak, Meclisten geçen yasa tasarısının düşündükleri dezenformasyonu engelleyecek bir yasa tasarısı değil, aksine bir sansür yasası olduğunu söyledi.
Yeni yasaya göre, basın özgürlüğünün kısıtlandığını, basın kartları komisyonunda gazetecilerin haklarını savunan meslek örgütlerinin yok sayıldığını, yeni getirilen cezai hükümlerle halkın haber alma özgürlüğüne darbe vurulduğunu ifade eden Akbulut, bu yasanın Anadolu basınını da yok etmesinden endişe duyduklarını dile getirdi.
Akbulut şunları söyledi:
“Yıllardır beklenen internet medyasıyla ilgili bir yasa teklifinin TBMM’ye sunulmasını olumlu bulmakla birlikte, teklifin gazetecilik meslek örgütlerinin görüşlerine başvurulmadan, ortak akla ihtiyaç duyulmadan hazırlanmış olmasını kabul etmemiz mümkün değil. İnternet haber siteleriyle ilgili resmi ilan hakkı, çalışanların basın kartı sahibi olabilme hakkı gibi düzenlemeleri de olumlu bulurken, sosyal medyada yaşanılan dezenformasyonla mücadele adına, internet medyasına ağır bir sansür mekanizması kurulmak istendiğine şahit olmaktayız. Yasa, Türk Ceza Yasası’na ilginç bir şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ şeklinde yeni bir suç tanımı ilave ederken, bu suçu işleyenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası getirmektedir. Bu yasa, cezai hükümleri tehdit gibi sürekli hale getiren bir yasaya dönüşmüştür. Oysaki başta internet medyası olmak üzere, basın iş kanunu, dezenformasyon ve basın kartları konusunda kapsayıcı, herkesin kabul edeceği bir düzenlemeye ihtiyacımız vardı. Baskıyı, sansürü dayatmayacak bir düzenlemeye katkı vermek isterdik.”