Türk Harb - İş Sendikası Muğla il Temsilcisi Musa Yorgancı yaptığı basın açıklamasında; "Türkiye Cumhuriyeti’ne verilmek istenen gözdağına karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. Vectrus şirketinin Amerika’nın bütün dünyada yaptığı gibi “ben yaptım oldu” mantığıyla hareket etmesini kabul etmiyoruz. Türkiye’yi üçüncü dünya muz cumhuriyetleri ile karıştırmamaları noktasında da buradan son uyarımızı yapıyoruz".
Başkan Yorgancı sözlerini şöyle sürdürdü: "39’uncu Hava Üs Kanat Komutanlığı’nın taşeron şirketi olan Vectrus şirketinin 424’ü Adana’da, 15’i de Ankara’da olmak üzere toplam 439 arkadaşımızı işten çıkartmasını protesto etmek, yapılan bu işçi kıyımını engellemek ve zalimin zulmüne dur demek için buradayız.
Amerikan şirketi 20 Ocak’ta 439 arkadaşımızın iş sözleşmelerinin 20 Şubat tarihi itibariyle feshedileceğini söylüyor.
Amerikan hükümetinin sözüm ona Suriye, Irak ve Ortadoğu’da operasyonlarını azaltacağı hatta bitireceği bahanesiyle taşeron şirkette çalışan 439 arkadaşımızın işten çıkartılacağı tiyatroyu izlememizi istiyorlar.
Amerikan Hava Kuvvetlerinin taşeron şirketi Vectrus, bir taraftan Amerikan askerlerinin Suriye ve Irak’tan çekileceği bahanesiyle üyelerimizi işten çıkartmaya çalışıyor. Diğer taraftan da basında sanki gururlanacak bir şeymiş gibi “Amerika’nın Ortadoğu’ya yaklaşık 3000 takviye asker gönderdiği, 2019 yılı Mayıs ayından buyana 14 bin askerin Ortadoğu’ya sevk edildiği” haberlerini paylaşıyor. Bizde bu gelişmeyi Ortadoğu’da yeni acılara sebep olacağı üzüntüsüyle izliyoruz.
ABD’li işveren bilsin ki; Biz aklıyla alay edilecek, zekasıyla dalga geçilecek bir millet değiliz. Bir tarafta Amerika’nın bölgeye yaptığı askeri yığınak, diğer tarafta operasyonları sona erdiriyoruz, işçi çıkarmamız lazım açıklamaları. Biz hangisine inanalım. İncirlik üssü, Irak ve Suriye’de Amerikan hükümetinin son 20 yılda yaptığı zulüm için kurulmadı ki, bu komik gerekçeyle üyelerimiz işten çıkarılsınlar. Burada yapılan Ortadoğu’da yapılan zulmün emek üzerinde yapılmaya çalışılan başka bir sahnesidir.
Arkadaşlar,
Bizim için bu Amerikan şirketine bağlı ülkemizde çalışan 890 işçinin tamamının işten çıkartılması ile 439’unun, 300’ünün, 200’ünün, 100’ünün hatta bir tanesinin bile işten çıkartılması arasında bir fark yoktur. Sendika olarak üyemizin iradesi dışında hangi yolla olursa olsun işten çıkarılmasını kabul etmemiz asla mümkün değildir.
Arkadaşlar, 50 yıldır oynanan bu tiyatroyu yazanların asıl amacının “her toplu sözleşme öncesinde toplu iş sözleşmesinde işçilerin haklarını geriye götürmek, işten çıkartmayacağız başka bir şey istemeyin” mesajının olduğunu biliyoruz. Yani akılları sıra “ölümü gösterip, sıtmaya razı etmeye” çalışıyorlar. Sırf bu saçma tiyatronuz yüzünden 2011 yılında elinden ekmeği alınan bir işçi tarafından Adana Şube Başkanımız Hüseyin ULUKAN’ı kurban verdiğimizi hiçbir zaman unutmadık, unutturmayacağız.
Buradan bir kez daha ifade ediyorum, bizim ve işten çıkartılması planlanan 439 üyemizin tek derdi ve mücadelesi sadece ve sadece evine ekmek götürme mücadelesi, emek mücadelesidir. İncirlik üssünün Amerika tarafından kullanımına karar veren devletimizdir, hükümetimizdir. Bu üssü kapatacak veya faaliyetlerini sınırlayacak olan da yine devletimiz, yani hükümetimizdir. Biz Devletimizin vereceği İncirlik Üssü’nün Amerikan Silahlı Kuvvetlerine kapatılması dahil her türlü kararın sonuçlarını sonuna kadar kabul etmeye hazırız. Çünkü bu kararı verecek olan Devletimiz, daha önce birçok örnekte olduğu gibi vicdanı ön planda tutacak, bu işçileri ekmeksiz bırakmayacak, bu işçilerin şanlı Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışmasının önünü açacaktır.
Verdiğimiz bu mücadele, işçilerin ekmeği üzerinden gerek sendikamıza gerekse dolaylı olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne verilmek istenen gözdağına karşı verilen bir demokrasi mücadelesidir. Vectrus şirketinin Amerika’nın bütün dünyada yaptığı gibi “ben yaptım oldu” mantığıyla hareket etmesini kabul etmiyoruz. Türkiye’yi üçüncü dünya muz cumhuriyetleri ile karıştırmamaları noktasında da buradan son uyarımızı yapıyoruz.
İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif’in de dediği gibi “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım: Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!”
İşveren tarafı unutmamalıdır ki, insanları emeğiyle, ekmeğiyle sınamaya kalkmak, rüzgar ekip fırtına biçmeye benzer. Biz bugün Vectrus şirketinin yeltendiği işçi kıyımına karşı 25 bin üyemiz, Sendika Temsilcilerimiz, Şubelerimiz ve Konfederasyonumuz Türk-İş’e bağlı Sendikalarımızın 1 milyon üyesiyle karşı duruyor, işverenin toplu işten çıkarma uygulamasını kınıyoruz. Tamda toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde Vectrus şirketini bu tavrından vazgeçmeye, işten çıkarma uygulamasına bir son vermeye çağırıyoruz.
Son olarak, haklı mücadelemizde kanunlarımızın ve toplu sözleşmemizin bize verdiği her türlü yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağımızı buradan ilan ediyoruz. İşverenin haksız, sebepsiz ve mesnetsiz olarak ortaya koyduğu bu uygulamaya sonuna kadar karşı duracağımızın bilinmesini istiyoruz. Amerikan hükümeti ve onun taşeron şirketinin hak bilmez, hukuk tanımaz uygulamalarına karşı ülke olarak bütün vatandaşlarımızı desteğe çağırıyoruz"dedi.