Geleneksel ve toplumsal bir önemi olan Ramazan ayı, insanların beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikleri de beraberinde getiriyor. Özellikle uzun süren açlığın getirdiği enerji ve besin öğelerindeki eksiklikler sorun yaratabiliyor. İftar sofralarının zenginliği ve psikolojik açlığın etkisiyle bir anda hızlı yemek yeme, hazımsızlık ve gaz şikayetlerine neden olabiliyor. Acıbadem Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Baş, özellikle sahur sonrası uzun açlık döneminden sonra, günün ilk öğünü olan iftar vaktinde; alınan ilk besinin çorba olması gerektiğini belirtiyor
Geleneksel çorbaların yanında özellikle çalışanlar veya sıcakta yemek yapmaya uzun zaman ayırmak istemeyenlerin hazır çorbaları da rahatlıkla kullanabileceğini belirten Prof. Dr. Murat Baş’a göre, en ideal olanı çorba içildikten sonra 30 dakika kadar yemeğe ara vermek. Prof. Dr. Baş, “Ancak bunu başarmak çoğu insan için çok zor. Bu nedenle çorbanın ardından ara verilemiyorsa, yemeği yavaş yavaş yemek ve besinleri iyice çiğnemek önem kazanıyor. Açlık sonrasında, midenin uzun süre boş kalması ve ardından bir anda çok yiyecek tüketilmesi sonucunda mide ve kalp sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle iftarda yavaş ve az yemek yeme yerinde olacaktır” uyarısında bulundu.
Ramazan süresince mümkün olduğunca yenilmesi gereken besinleri 4 bölümde tüketmek gerektiğine dikkat çeken Baş, şu bilgileri verdi:
“İlk bölüm olan sahur en önemli kısmı oluşturur. Sahur uzun sürecek açlığa hazırlıktır. Bu nedenle sahur yemekleri yüksek enerji ve proteine sahip olmaları yanında, hazmı kolay besinlerden seçilmelidir. Ekmek, peynir, zeytin, çorba, meyve, yoğurt, gözleme, börek çeşitleri, krep, zeytinyağlı sebze yemekleri ve yoğurt gibi besinler sahur için uygundur. Vücut 12-14 saat gibi uzun bir süre susuz kalacağından; iftar ve sahur arasında 2.5 litre kadar sıvı içilmeli ve mümkünse bu miktar su ile karşılanmalıdır. Ayran, taze sıkılmış portakal suyu, çay gibi içeceklerle sıvı ihtiyacına takviyeler yapılmalıdır. Özellikle ağır işlerde çalışan kişiler, terle birlikte aşırı su ve elektrolit kaybettikleri için şoka girme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceklerinden, sıvı tüketimlerine özen göstermelidir. Sahurda yağlı ve şekerli ağır yemekler yenirse, gece metabolizma hızı düştüğü için yenilen yemeklerin yağa dönüşme hızı yükselir ve vücut yağ miktarındaki artış, ağırlık kazanımı riski oluşturur. “
İftar sonrasındaki ilerleyen saatlerde mutlaka meyve tüketilmesi gerektiğini belirten Baş, “Bu şekilde hem bir ara öğün yapılmış hem de gerekli besin öğeleri sağlanmış olur. Gece yatmadan önce 1 bardak süt veya 1 kase yoğurt veya 1 kase sütlü tatlı tüketilebilir” dedi.
Prof. Dr. Baş, Ramazan ayında basit ve sürekli yapıldığında büyük fark yaratabilecek önerileri şöyle sıraladı: