Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ile gerçekleştirdiği tek gösterimlik “Seks-Siz” adlı performanstan sonra kısa bir süre kendini dinlenmeye alan Performans Sanatçısı Arascan Dönmez, yeni performansı “İyi Geceler James Dean”le, 26 Aralık akşamı Şermola Performans Sahnesi’nde takipçilerine yeniden merhaba demişti. İlk gece gerçekleşen performans final sahnesinde, kendini asılı durduğu duvardan aşağı bırakan James Dean portesi ile ayine dönerken, ikinci gösterimde gerçekleşen “süt” sahnesi performansa damgasını vurdu. Peki ama sanatta süt tartışmasının fitilini ateşleyen Dönmez’in süt sahnesi nasıl okunmalı? İyi Geceler James Dean’in 8 Ocak’ta gerçekleşen ikinci gösterim gecesinde sinemaloji ekibi olarak yerini alan ve “süt” sahnesinden sonra da performansın devamını görmek için mekanı terk eden kalabalığa inat yerinde oturmaya devam edenlerdik. Performansın tanımı üzerinden konuyu ilk biz açalım ve durum değerlendirmesinde katkı getiren olalım istedik. Maksat, hem Dean’in ruhu incinmesin hem de performansın performans olma özelliğinden bir şey gitmesin.
MESAJIN YERİNE SÜREÇ SÖZÜN YERİNE BEDEN!
Performans devam ettiği ve performansı yapmaya devam edeceğini söyleyen sanatçı ArasCan Dönmez’in performansın tamamıyla ilgili bir okumaya henüz izin vermemesi nedeniyle sadece “süt sahnesi” üzerinden bir okuma gerçekleştireceğiz. Bilindiği ve bilinmesi gerektiği üzere Performans Sanatı yalnızca bir an için var olur. Çoğu kez mesajın yerine süreç, sözün yerine ise beden geçer. Bir kez yapılır ve tekrarı yoktur. Bu nedenle performans sanatı yalnızca seyircinin belleğinde varlığını sürdürür.
TEK ERKEK PERFORMANSÇI O!
Sanatla hayat arasındaki mesafeyi yok sayar ve disiplinler arası bir bağla ve alternatif mekanlarda gerçekleştirilerek sonucu değil, süreci önemli kılar. 1960 yılı sonrası sanat akımlarının bir uzantısı olmakla beraber, onları bünyesinde barındırır. Hatta bu akımlar performans sanatı içinde erimişlerdir. Türkiye’de performans sanatı deyince kadın performansçılar kategorisinde Şükran Moral ve Nezaket Ekici erkek performansçılar kategorisinde ise ArasCan Dönmez gelmektedir. Biçim olarak Dönmez’in performansları ritüele benzemekte ve tekrar sayıları nedeniyle zaman zaman oyuna kaymakta ama seyirlik olmadığı için de tam olarak bir oyun denilememektedir. Dönmez oyunculuğunu kullanarak performans yapıyor demek belki bir süre için daha doğru bir tanım olabilir.
DEAN-ZEZE-DÖNMEZ ÜÇGENİ
İyi Geceler James Dean’in “süt sahnesi”okuması içinse öncelikle performans sözcüğünün, ‘gösterme’ anlamına geldiği noktasında hemfikir olmak gerekir. Bununla birlikte ‘tamamlama’ anlamını da içerdiğine itiraz etmemek. “Bir sanat yapıtının ‘tamamlanması’, başka bir deyişle ‘sanat performansı’, sanat yapıtının hiçbir özel beceri gerektirmeden özel bir işlev ve ifade yüklenmeden seyirci tarafından tamamlanması anlamına gelmektedir” önermesini kabul etmek. Yani metinden bağımsız olarak sahneleme bu tamamlanma içindir, diyebilmek.
Dönmez Dean’in büyümemesi, büyüyemesi teması üzerinden ilerletmeyi planladığı performansında barkavizyona yansıttığı Aurelio Teixeria imzasını taşıyan 1970 yapımı Şeker Portakalı filmine de gönderme yaparak filmin eksen karakteri Zeze üzerinden konuşuyor ve Dean ile Zeze’yi, Zeze ile de kendini benzeştiriyordu sürekli olarak. Portakal soyup, üstüne şeker döktüğü sırada Dean portresine dönerek “yanında ne istersin. Bombap Saphirre, Gordon Dry?” diye soran Dönmez sonrasında Dean’in ağzından “süt” cevabını verip devam ediyor: “Jimmiy sadece süt ister.” Buradan sonrası malum sahne. Yarım şişe süt alarak bir kısmını porteye boşaltıyor.
SÜTÜ DÖKEN DÖNMEZ DEĞİLSE DE…
Porte Dean’in kendi dönemine ait bir arabanın içinden yarım kalkmış dışarı doğru bakarken elinde sigara ile poz verdiği fotoğrafıydı. Bu nedenle süt önce Dean’in yanan sigarasını söndürmüş oldu. Bu hareketten sonra kafasını barkavizyona çeviren Dönmez, sırtı seyirciye dönük bir şekilde elini ters çevirerek kalan sütü mekanı dolduranların üstüne döktü. Aslında Dönme’in vücut dili itibariye “sütü döken Dönmez değil, sütün kendisiydi” demek bu okuma üzerinden oldukça mantıklı. Kaldı ki seyirciye diogonel olarak duran Dean portresini oturma düzeni itibariyle arkalayan seyirci portrenin uzantısı olduğu için kalan sütü performans sınırları içinde yemesi performansın işleyişi ile doğru orantılı.
PERFORMANSÇI OLMAK “MIŞ GİB”İ OLMAMAK DEMEKSE…
Performans sanatçısı olmak demek toplumda yerleşmiş kuralları reddetmek, karşı ve aykırı olmak, iktidar barındırmamak, alışılagelen sanat anlayışını bozmak, yeni, öncü ve kuraldışı olmak, köksüz olmak ve ‘mış’ gibi olmamak demekse Dönmez sütü dökmüş gibi yapmayarak ve gerçekten dökerek doğru olanı yaptı. Öyle ya da böyle, “süt lekesi”, bu performansla artık her yerde.