Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partisinin Osmangazi İlçe Başkanlığınca Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen akşam yemeğinde yaptığı konuşmada, kadir bilmeyi çok önemsediklerini, yol arkadaşlığı yaptıkları kişilerin her zaman yanında olmanın kendileri için bir görev olduğunu bildirdi.
Arınç, meramını az çok anlatan birisi olduğunu, insanların, konuşmasından ne demek istediğini anlayabildiğini belirterek, geçen pazar günü Bursa'daki aday tanıtım toplantısında son günlerde tartışılan bir konuya temas ettiğini ve bir iki cümle sarf ettiğini hatırlattı. Arınç, şöyle devam etti:
"Dedim ki 'AK Parti'nin kıymetini bilelim. AK Parti giderse AK Parti hükümetleri gidecek olursa Allah saklasın, Türkiye'de karanlık günlere tekrar geri döneriz.' Meseleye maddi açıdan bakarsak şu; biz Türkiye'yi çok iyi yönetiyoruz. Büyüme hızımız var, milli gelirimiz artıyor, sanayide, ihracatta, kapasite kullanımında, işsizliğin gerilemesinde ve çok şükür her kademede, ekonomide iyi noktalardayız. Herkes bir yolunu bulup işini sürdürmeye çalışıyor. Herkes Türkiye'de daha huzurlu ve refah düzeyini yakalamış görünüyor. Yatırımlar yapıyoruz. Yüksek hızlı treni Türkiye'ye getiren biziz. Bu o kadar pahalı bir iş ki 40 kilometresini 400 trilyona ihale ettik."
"Biz gidelim, her şey tersine döner"
Geçen haftaki konuşmasında, hükümet giderse yüksek hızlı trenin de biteceğini söylediğini hatırlatan Arınç, kendilerinden sonra gelecek hiçbir hükümetin buna devam etmeyeceğini savundu.
Muhalefetin, yüksek hızlı trene karşı olduğunu söyleyen Arınç, şunları kaydetti:
"Akılları da buna ermez. 40 kilometreye verecek 400 trilyon lirayı da bulamazlar. Bildiğim için söylüyorum. Biz şu kadar milyon çalışana şu kadar daha fazla milyon emekliye her ay maaş ödüyoruz. Her sene enflasyonun üzerinde zam yapıyoruz onlara. AK Parti giderse gelecek hiçbir hükümet 3 ay bile maaş ödeyemez. Bildiğim için söylüyorum. Türkiye'de milli geliri 2 bin dolardan 11 bin 500 dolara çıkardık. 2023'te 25 bin dolar olacak. Gittiğimiz zaman hiçbir hükümet, milli geliri artıramaz. Merkez Bankası rezervlerini 25 milyar dolardan aldık, 85 milyar dolara çıkardık. Doların ateşi artıyor, Merkez Bankası bir saat içinde 3 milyar doları çıkarıyor piyasaya, bozduruyor, ateşi söndürmek için. İcabında 50 milyar dolar çıkartırız, paramız var ama piyasanın kendi şartları içinde bu ateşi söndürmesini bekliyoruz. Gayrisafi milli geliri 230 milyar dolardan aldık, şimdi 1 trilyon dolara doğru gidiyor. Biz gidelim, her şey tersine döner. Bunlar ekonomi bilmiyorlar, bunlar bir ülke nasıl yönetilir bilmiyorlar."
"Onlara dönerek diyorum ki..."
Bülent Arınç, geçen haftaki konuşmasının ikinci bölümünün ise cemaat veya cemaatlere yönelik olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de bugün herkesin inancını rahatlıkla yaşadığını vurguladı.
Cemaatlerin, sosyal hayatın gerçekleri olduğuna değinen Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'de cemaatler dindar ve dindarlığı yaşamak isteyen insanlarsa şuna dikkat etsinler; siz 11 yıldan beri yaşadığınız bu güzellikleri geçmişte hiç bulamadınız. Dolayısıyla bu hükümet, din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. Biz varsak her inanç bu ülkede rahatlıkla yaşanabilecektir. Sadece kılık kıyafet, başörtüsü değil, insanlar düşüncelerini açıklarken bile hiçbir zorlukla ve zorbalıkla bizim dönemimizde karşılaşmadı. Geçmiş dönemlerde ne büyük zulümler, haksızlıklar, inancımıza aykırı, zulmeden otoriter hükümetler, valiler, bakanlar, başbakanlar gördük. Sözüm budur. Onlara dönerek diyorum ki; siz varsanız biz varız ama biz olmazsak siz de zorluklar içinde yaşar hatta olmayabilirsiniz. Herkes söylediğimin ne anlama geldiğini bildi ama iki grup bunu istismar etti. Birincisi, 'Ne demek biz sizden önce de vardık, sizden sonra da var olmaya devam edeceğiz.' Amenna. İslamiyetin zuhurundan bu yana Hazreti Peygamber'in yolunu takip edenler, sahabelerinin ölçüsüyle hareket edenler her devirde olmuştur. Sadece bizim ülkemizde değil, Rusya'da da Asya'da da Avrupa'da da Afrika'da da olmuştur ama çekilen sıkıntıları biliyorsunuz ve görüyorsunuz."
"Bir kısım kendini bilmez adam..."
"Kurslara, Kur'an öğretimine karşı herkesin düşmanlık yaptığı bir Türkiye, kaç yıl öncesinin Türkiye'sidir?" diyen Arınç, dünyada bir Müslüman bile kalmışsa onun, bunun mücadelesini vereceğini dile getirdi.
Rahatlık ve huzur içinde daha da çoğalarak, bu işin eğitimini daha rahatlıkla yapmak suretiyle bir cemaat veya bir topluluk, bir hizmet hareketinin daha çok mutlu olabileceğine dikkati çeken Arınç, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bunun teminatıyız. Buna yürekten inanan biz olmazsak teminat ortadan kalkar. Bunları söylüyoruz, herkes mesajı alıyor. Çok şükür, söylediklerimden dolayı 'Yanlış yaptım' demiyorum. Bir kısım kendini bilmez adam, bizi şirk koşmakla bile itham ediyor, Twitter denilen rezaletin içerisinde. Biz öyle şeylerle hamdolsun ki meşgul değiliz. Biz işin dini tarafını değil, siyasi tarafını söylüyoruz. Bir hükümet, dini özgürlüklerden yana olursa bir hükümet, dindarların dinini yaşamasına her zaman müsamahayla bakmışsa bunu bir temel insan hakkı olarak görüyorsa bu işin teminatı, siyaset kurumudur. Biz bugün gidelim, başımıza gelecekleri Allah korusun görmek mümkündür.
Bazen aklıma şöyle geliyor; hani 3 aylığına ortadan bir kayboluversek sobe oyunu oynar gibi bir yere saklansak ve arkadan bizim yerimize 3'lü, 4'lü bir koalisyon kursalar da 3-4 ayda memleketin ne hale geldiğini bir görseler, acaba çok da etkili olur mu diye düşünüyorum. Allah korusun, bunu düşünmek bile zor. O yüzden hükümetimizin kıymetini herkes iyi bilsin. Herkes elini vicdanına koysun ve şunu düşünsün; AK Parti giderse onun yerine gelecek güçlü bir parti ve hükümet var mı? Görebiliyor musunuz? Bugün 3 tane parti varsa parlamentoda bunlar birbiriyle anlaşabiliyor mu? Bunların fikirleri, zikirleri birbirini tutuyor mu? CHP kendi içinde kaç parça? MHP'nin gücü ne kadar? Öbürlerini saymaya bile gerek görmüyorum. Biz Türkiye'de barışın, kardeşliğin, inancın, hizmetin sigortasıyız. Bu sigortayı attırmayın. Bu sigorta atarsa ülke karanlıkta kalır."
Muhabir: Haluk Yüksel