Prof. Dr. Ümit Özdağ: 28 Ağustos'ta başlayan ve bugün Anıtkabir’de sona eren İstiklal Yolu Zafer Yürüyüşümüz, Akyurt Şehitler Çeşmesi’nde neticelendi. İnebolu Türk Ocağı önünden başladık yürümeye ve 281 km’yi 101 sene sonra tekrar yürüdük. Yürüyüşümüzün her kilometresinde, İstiklal Harbi’nde bundan 103 yıl önce bu yolda cepheye silah ve cephane taşıyan, atalarımızın mübarek nefesini hissettik. Hissederek yürüdük.
Her adımda, cumhuriyet ve bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz o kağnıların gıcırtılı tekerleriyle bize eşlik ettiğini hissettik. Seydiler ilçemizde, Şehit Şerife Bacının mezarını ziyaret ettik ve onun manevi şahsında cepheye mühimmat taşıyan atalarımıza dua ettik. Şerife Bacı, kar yağdığı zaman top mermileri ıslanmasın diye bebeğinin üzerinden örtüyü alıp top mermisinin üzerine örten atamızdı. Bu ruh ve coşkuyla yürüdük, kimi zaman kısa mesafelerde koştuk. Marşlar söyleyerek yürüdük.
Yürüyüşümüzde baştan sona yürüyen bir grup olduğu gibi, bir günlüğüne, iki günlüğüne, on günlüğüne veya birkaç saatliğine katılan arkadaşlarımız da oldu. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bu yürüyüş bir spor faaliyeti değil; bu yürüyüş Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız gerçeğini ortaya koymak amacıyla düzenlenmiş bir anma faaliyetiydi. İnebolu’dan Ankara’ya Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımızı bütün Türk toplumuna hatırlatmak için yürüdük. Böylece hem İstiklal Yolu’na dikkat çekmiş olduk hem de Cumhuriyetimizin ne zorluklarla kurulduğunu bir ölçüde bizzat biz de yaşamış ve görmüş olduk. Cumhuriyetimizi kuran başta Atatürk olmak üzere bütün kadroya bütün şehitlerimize ve gazilerimize minnetlerimizi tekrar sunma fırsatı bulduk.
Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklal Harbi neticesinde kurulmasının üzerinden 100 yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti 1071 - 1922 arasında devam eden 851 sene süren birleşik bir Avrupa’ya karşı kesintisiz savaştan sonra milyonlarca kilometrekare toprak ve milyonlarca insan yitirdikten sonra kurulmuştur.
1922’de Anadolu 8-9 milyon insan hastalıklı, eğitimsiz, altyapısı olmayan adeta tükenmenin eşiğinde bir toplumduk.
Aradan geçen 100 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti için adeta bir 2. Ergenekon oldu. Kısmi barış içinde ekonomimizi, eğitimimizi, sağlık sistemimizi özetle devlet ve toplum yapımızı yeniden ihya etmenin mücadelesini verdik ve belirli bir ölçüde de başarılı olduk.
Cumhuriyetimizin kutlanmaya değer 100. yılını kutlamak için yürüdüğümüz bu yolda bizle birlikte yürüyen memleketin her köşesinden gelen yolda bizi karşılayan, uğurlayan ve özellikle Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü mensubu olarak güven içerisinde yürümemizi sağlamak için ellerinden gelen her şeyi yapan değerli kardeşlerimize de Zafer Partisi adına teşekkürlerimi iletiyorum.
Bu yürüyüş ile tarihi vefa görevini yerine getirmiş bulunuyoruz. İlk defa İstiklal Harbi bittiğinden bu yana bu yoldan tekrar yürünmüş oldu. Hem İstiklal Yoluna dikkat çektik hem de cumhuriyetimizin ne zorluklar ile kurulduğunu tekrar hatırladık, hatırlattık.
100'ncü yılını kutlamakta olduğumuz Cumhuriyetimiz bize Mustafa Kemal Paşa'nın, cephede vuruşan kahraman askerlerin ve cephe gerisinde hizmet gören Şerife Bacıların aziz bir emanetidir. Bu emanete, atalarımız gibi, canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz. 100'ncü yılı görmek istemeyen, kutlamak istemeyen veya bağımsızlığımıza göz dikenlere, buradan İstiklal Yolu’ndan söyleyecek bir sözümüz var: Cumhuriyetimiz kolay kurulmadı ve asla yenilmeyecek.
Zafer Partisi olarak, vatanımızı, bağımsızlığımızı sonuna kadar savunmakta kararlıyız. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!