Hani derler ya "öldürmeyen Allah öldürmez" diye. İçecek suyumuz varmış ki, Yaradan yaşamama izin verdi. Büyük bir kaza atlattığımın farkına, kazadan 20 gün sonra anladım. Kendime gelmeye başladıkça, yaşadıklarımı daha sağlıklı düşünmeye başladım.
Hastanede düşünmeye çok vaktim oldu. Yanımda yatan hastaların, çektiklerini görünce halime binlerce kere "şükür" ettim. Hayatın ne kadar, önemli ama bizlerin zamanın değerini bilmeden harcadığımızı fark ettim.
Hayatında herkes mutlaka iyi veya kötü bir şeyler yaşar. Bende böyle bir kaza yaşayarak, Allah tarafından sabrımın ölçüldüğü düşündüm. Ve hep halime şükür ettim. İsyan etmedim. Neden bu kazayı yaşadım diye düşünmedim. Kaderim böyleymiş diye düşündüm.
(Her şeyin yaratıcısı Allah’tır.) [Zümer 62, Mümin 62]
Peygamber efendimiz, Kur'an-ı kerimdeki imanla ilgili âyetleri açıklayıp buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, “Bana inanıp da kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna inanmayan, benden başka Rab arasın” buyurdu.) [Şirazi]
Arabadan çıkarmışlar yerde açılar içinde kıvranıyorken, bir ses duydum: "Bodrum'u görmez" diye sesin geldiği tarafa bakmaya çalıştım ama, acıdan boynumu çevirip bakamıyorum. O sesin yanıma kadar gelip, yaralarımla ilgilenmeye başladığını gördüğümde o sesin sahibinin sağlık memuru olduğunu anlıyorum. Nasılsa Bodrum'u göremeyeceğim. 112 Sağlık Memuru söyledi. Son nefesimi vermeyi beklerken, Kelime-i Şehadet getirmeye başladım:
"Eşhedu en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden âbduhu ve Resuluhu."
Manası: "Şehadet ederim ki Allah´tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed (s.a.v.) onun kulu ve Peygamberidir".
"Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim, inneke hamîdun mecîd".
Gözlerimi Bodrum Devlet Hastanesi Acil servisinde açıyorum. Başındaki doktoruna "Beni kesecek misiniz" diye soruyorum.
"Biraz, ama seni kurtaracağız" diyor.
Tamam kesin o zaman dediğimi hatırlıyorum.
İlk müdahale Bodrum Devlet Hastanesinde yapıldıktan sonra, Muğla Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesine doğru yola çıkıyoruz. Bodrum, Muğla yolu bitmek bilmiyordu. Saatlerce yolculuk yapıyormuşum gibi geliyordu. Ve sonunda hastanenin acil bölüme ulaşıyoruz. Allah'ım şükürler olsun. Bodrum'dan sonra, Muğla'yı da görmüş oluyordum.
Kalabalıkların arasında acilin servisine alınıyorum. Burada gerekli müdahalelerden sonra, yoğun bakıma çıkarılıyorum.
"Elhamdülillah" halimize içecek suyumuz varmış, Yüce Yaradan bağışladı.
Kaza yerinden itibaren, benimle ilgilenen sağlık görevlilerine tanıdık-tanımadıklardan, sosyal medya aracılıyla geçmiş olsun dileklerini iletenlere, telefonla arayanlara, mesaj çekenlere ve çiçek yollayanlardan "Allah razı olsun".
Muğla Araştırma Hastanesinden sonra tedavime, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Personel Daire Başkanı Hüsnü Gülez'in tavsiyesiyle Antalya'da devam edildi.
Başta; Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil KURTCEPHE, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD. Başkanı Prof. Dr. Abit DEMİRCAN ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi ABD. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah ERDOĞAN'a teşekkürlerimi sunuyorum.
Şuanda evimdeyim bir süre daha dokor kontrollerim sürecek. İnşallah 2-3 aya kadar tamamen sağlığıma kavuşmuş olacağım.
Sevgili Sabri Kesen'in 17 Ekim 2013 tarinde Facebook sayfasında yazdığı şu sözlerle makaleme son vermek istiyorum.
"Bugün sevgili Temel Irmak 'ın geçirdiği elim trafik kazası bana bir kez daha gösterdi ki dost ve dostluk dünyadaki en büyük zenginlikmiş"..
"Allah'a Emanet Olunuz