Değerli okurlar Frankfurtta Avrupa Birliği Merkez Bankası var ve orada Genel Müdür yardımcılarından biri benim oğlumun arkadaşı. Geçen gün birlikte yemek yerken bazı konuları konuştuk.
Mesela dedi ki, “Almanya ayda en az ithalat ve ihracatta ortalama 5 Milyar (Beş Milyar) Euro kar eder”. Bu senede 60 Milyar Euro yapar ve büyük para. Türkiyenin tam tersi. Devam etti, “bizde bir şirketin veya kurumun bir yıldan veya iki yıldan fazla zarar göstermesine müsaade etmeyiz. Devletin işyeri ise yönetimi komple değiştiririz, değilse kapatırız. Zararına çalışmayı kabul edemeyiz”.
Çok şaşırdım bizde Türkiyede ise zarar eden o kadar çok şirket ve kuruluş varki…
Adamlar zarar ediyorsan sana bir yıl süre diyor sonra işyerini kapatıyor.
Ne oluyor? Bütün işyerleri açık tutmak istiyorsa kar edecek ve vergi ödeyecek veya cepten para koyacak. Zarar eden kapatacak. Bunun içinde bir veya iki yıl süre tanıyorlar.
Yine konuşurken söylüyor “Bizim sağlık sigortası büyük kar eder, hiç zarar ettiğini duymadım”. Birde bizimkine bakın…
Ticaret yapacaksan kar edeceksin, bu sanki bir Atasözü. Aksi halde ticaret ile oyun oynamak yok, izin yok. Zarar eden ticareti kabul etmiyorlar. Ticaret zarar edemez, ederse yapılamaz mantığına sahipler. Bu şekilde hırsızlık ve sahtekarlığın büyük kısmı önlenmiş oluyor.
Zarar edeceksen kapat, yapma ticaret diyor ve bu konuda acımasız.
Bu durumda tüm ticaret ülkede vergi veriyor, zarar eden yok. Müthiş bir vergi girdisi oluyor.
Diğer yandan aylık en az 5 Milyar Euro ithalat-ihracat fazlası giriyor kasaya, üstüne vergilerle Almanya dünyanın en zengin ülkelerinden biri.
Şimdi Türkiyeyi düşünüyorum, açık söyleyeyim zarar eden tüccar o kadar çok ki...