Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde (AKPM) "Suriyeli mülteciler: uluslararası yardımı nasıl organize etmeli ve desteklenmeli" raporu tartışıldı.
Fransa'nın Strasbourg kentinde, AKPM'de yapılan tartışmada, raportör Jean-Marie Bockel, rapora imza atanlardan AKPM üyesi AK Parti Milletvekili Şaban Dişli ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, rapor ve Suriye'deki durum hakkında görüşlerini belirtti.
İlk söz alan Bockel, raporda daha çok kadın ve çocukların durumuna yoğunlaşıldığını, yardımların nasıl dağıtıldığının gözlemlendiğini söyledi. Suriyelilerin asla kendilerini "terk edilmiş" hissetmemesi gerektiğini dile getiren Bockel, bu konuda uluslararası kamuoyunun daha fazla destek vereceğine olan inancını dile getirdi. Raporda, özellikle Lübnan'daki mültecilerin durumuna ağırlık verdiğini belirten Bockel, ülkede yaşam şartlarının giderek kötüleştiği ve acil bir çözüm bulunması gerektiğini kaydetti. Bockel, Türkiye'deki kampları da ziyaret ettiğini ifade ederek, Türkiye'nin Suriyeli mültecilere tam anlamıyla sahip çıkan tek ülke olduğunu söyledi. Türk devletinin mülteciler konusunda oldukça hassas ve sorumlu davrandığının altını çizen Bockel, bundan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bockel'in ardından AK Parti Milletvekili Dişli ise açlık ve insani şartların dışında pek çok Suriyeli mültecinin cinsel istismara maruz kaldığı ya da insan kaçakçılarının eline düştüğünü ifade etti. El Kaide uzantılı terör örgütlerinin de bölge ülkeler için güvenlik tehdidi oluşturduğuna vurgu yapan Dişli, Avrupa Konseyi'nin hem insani durum hem de güvenlik noktasında Suriye'ye destek olması gerektiğine dikkati çekti. Dişli ayrıca, Cenevre 2'den de Suriye için barış çıkması temennisinde bulundu.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ise konuşmasında, Türkiye'nin mülteciler konusundaki tavrına geniş yer ayırdı. "Avrupa Konseyi'nde Suriyeli sığınmacılara tam anlamıyla destek olan tek ülke Türkiye" ifadelerini kullanan Muiznieksi, diğer Avrupa ülkelerine de sınırları mültecilere kapatmaması çağrısında bulundu. Muiznieksi, sığınma hakkı, oturum, barınma ya da geri gönderme gibi konularda Avrupa ülkelerinin daha sağduyulu davranması gerektiğini vurguladı.
Suriyeli mültecilerin Avrupa Konseyi üye ülkelerindeki durumuna dikkati çeken raporda, 2012'de konseye üye ülkeye 24 bin Suriyelinin sığınmacı olarak geldiği ve önümüzdeki yılda 10 binden fazla mültecinin beklendiği kaydedildi.
Konsey üyesi ülkelerinin mültecilere uyguladığı oturma izni prosedürü hakkında da detay veren raporda, Almanya'nın 5 binden fazla Suriyeli mülteciye 2 yıllık oturma izni vermesinin memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Raporda, İsveç hükümetinin de ülkede hali hazırda bulunan Suriyeliler için oturma izni çıkardığı ve 2012'den bu yana gelen 8 bin Suriyeliye de 3 yıllık vize verildiği kaydedildi. Raporda, Fransa'nın da oldukça zor şartlar altında olan 500 Suriyeli mülteciyi ülkesine kabul ettiği, geçen seneden bu yana 850 Suriyelinin de Fransa'ya göçmenlik başvurusunda bulunduğu ifade edildi.
Lübnan ve Türkiye'de kamplar
Mültecilerin, Türkiye üzerinden Yunanistan ve Bulgaristan'a geçmeye çalıştığı belirtilirken, İtalya'ya botlarla gitmeye çalışan mültecilerin sayısının da her geçen gün arttığına vurgu yapıldı. Raporda, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine dayanarak İtalya'ya 2013 Aralık'ta 230'u çocuk olmak üzere 3 bin 300 Suriyelinin giriş yapmaya çalıştığı belirtildi.
Lübnan'a oldukça geniş yer ayırılan raporda, ülkeye her gün 2 bin 200 Suriyelinin giriş yaptığı ve Lübnan'daki her 4 kişiden 1'inin Suriyeli olduğuna vurgu yapıldı. Raportör Bockel'in Lübnan ziyaretinden notlarında paylaşıldığı raporda, çoğu mültecinin oldukça zor şartlar altında yaşadığı ve içme suyu dahil hiçbir temel ihtiyaçların karşılanmadığı bilgisi de yer aldı. Ekonomik zorlukların yanı sıra Suriyelilerin Lübnan'da barışı tehdit eden bir unsur gibi görüldüğü, hatta nüfusun yarısından fazlasının mültecileri ülkelerinde istemediği de kaydedildi.
Türkiye'de mülteci kamplarındaki şartların diğer tüm kamplardan farklı olduğunun vurgulandığı raporda, kamplarda her şeyin eksiksiz düşünüldüğü ve can güvenliğinin sağlandığı belirtildi. Raporda, Türkiye'deki kamplarda mültecilere aylık ödendiği, bunun da sığınmacıların sosyalleşmesi açısında çok önemli olduğuna dikkat çekildi.
Muhabir: Fatma Esra Arslan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.