Milas Çamköy Ortaokulu’nda yapılan toplantıya Çamköy, İkizköz yaşayanları ile, Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme Ve Dayanışma Derneği, İkizköy Çevre Komitesi ve Muğla Çevre Platformu Milas , Bodrum ve Menteşe Meclisi gönüllüleri ile bazı mahallelerin muhtarları, Ziraaat Odası Milas Şube Başkanı ile Muğla Büyükşehir Belediye Meclis üyesi katıldı.
Katılımcılar pandemi koşulları nedeni ile toplantının kapalı alanda yapılmamasını ya da ertelenmesini isteyen dilekçeleri Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine verdiler. Ancak toplantı önce kapalı salonda, daha sonra bahçede yapıldı. DSİ yetkilileri tarafından proje anlatıldı. Ardından katılımcılar söz aldı.
İTİRAZLARI KAYIT ALTINA ALINDI
Çamköy Muhtarı Mehmet Soydan , tarım ve hayvancılık için daha çok su gerekirken, Kayaderesi Barajı ile havzadaki tüm suyun Bodrum’a verilmesine karşı olduklarını, eğer bu baraj yapılacaksa, bölgedeki bütün köylerin ihtiyacına yetecek kadar tarımsal sulama amaçlı su tahsis edilmesi gerektiğini belirtti.
Daha sonra söz alan Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı da, “ben barajlara karşı değilim. Ama şimdi burada verilen bilgilere göre Milas’ın şu an var olan barajlarının hepsinin toplamından iki kat daha fazla su toplayacak bir baraj yapılacak ve bizim bundan haberimiz bile yok. Elbette turizme karşı değiliz, komşu ilçemiz Bodrum’un susuz kalmasını da istemeyiz, ama biz bu yöredeki çiftçiyi, hayvancıyı düşünmeyeceksek, bu suyun tamamının Bodrum’a verilmesine de karşıyız. Bu çok büyük bir baraj ve mutlaka tarımsal sulamaya da bir miktarı ayrılmalı. Zaten bölgenin yeraltı suları, Geyik Barajımızın suyu da Bodrum’a veriliyor. Böyle şey olmaz, ben barajlara karşı değilim, ama bu anlayışa karşıyım” dedi.
SUYU GASPEDEN KÖMÜRLÜ SANTRALLER KAPATILSIN
Muğla Çevre Platformu Bodrum Meclisi eşsözcüsü Umay Karabaş ise, proje dosyasında baraja neden ihtiyaç duyulduğuna dair yapılan açıklama için “ Bu projenin öncelikle sebebi yanlış. Proje dosyasında 2065 yılı için Bodrum'da öngörülen nüfusa su sağlamak için yapılacağı söyleniyor. Bu öngörülen nüfus 730.000 civarında. Bu yerleşik nüfus. Bir de onbinlerle ifade edebileceğimiz turistik tesis yatak kapasitesi var. Üstelik sağanak gibi yeni turistik tesis projeleri de geliyor. Yani Bodrum kendini iyiden iyiye tüketircesine betonlaşmaya devam ederken, bu yanlışa dur demek yerine, bu tüketime komşu ilçeleri de katıp tüketecek mi? Buna nasıl razı olabiliriz?
Milas'ta köylüler ekinleri, hayvanları, temel yaşam ihtiyaçları için su isterken, biz Bodrum'da tonlarca metreküp suyu havuz doldurmak, çim sulamak vs gibi lüks tüketim sayılacak nedenlerle nasıl harcamaya devam edebiliriz? Bodrum'da bizler suyun nereden geldiğini ve sonsuz bir kaynak olmadığını idrak edip, kendi tüketim çılgınlığımıza yeni kaynaklar bulmak yerine, sürdürülebilir ve bütüncül bir su anlayışının yerleşmesi için hızla çalışmalıyız.” Dedi.
ZEHİRLİ GAZ SALIYORLAR, SUYU MÜLKLERİ GİBİ KULLANIYORLAR
Umay Karabaş sözlerine şöyle devam etti :
“Hem Milas'ın hem Bodrum'un kullanabileceği suyu termik santraller gasp ediyor. Santrallerin soğutma tanklarına bölgedeki suyu kullanma önceliği veriliyor. Bu kömürlü termik santraller gerek maden ocaklarıyla, gerek bacalarından çıkan zehirli gazlarla ve gerek suyu mülkiyetlerindeymiş gibi kullanmalarıyla , zarar ziyandan başka bir şey ortaya koymuyorlar. Termik santraller suyu gasp etmeye devam etsin, Bodrum lüks tüketimlerinden vazgeçmek şöyle dursun bunları artırsın ama Milas'ın derelerine baraj kurup, Güllük deltasına kadar kurutalım öyle mi?
Bu size adil, kabul edilebilir geliyor mu? Olan biteni biraz olsun takip edip, farkında olan her Bodrumlu bu projeye karşı. Biz bugün Milas'ın köylülerine dayanışma sözümüzü ilettik. Haklılar, yanlarındayız, beraber mücadele edeceğiz. Hem kendi haklarımızı hem de suyun, bir yaşayan varlık olarak hakkını savunmaya devam edeceğiz."
Muçep gönüllülerinde Itri Levent Erkol da özetle “Ekosistem kaybı nedeniyle başta çayda yaşayan balıklar, sürüngenler, kuşlar ve memeliler olmak üzere pek çok canlı artık yörede yaşayamayacak” diyerek diğer canlılara raporda yer bile verilmediğini ifade etti.
YÖRENİN GENÇLERİ HESAP SORDU
Çamköy ve İkizköy’de yaşayan 15 yaşında ve 20 yaşındaki gençler ise özetle “bize bırakacağınız ve bizden sonrakilere bırakacağımız doğada yıkımlar olmasın, orman kesilmesin, termik santraller kapatılsın, biz baraj istemiyoruz”dediler. Ardından köyde yaşayan kadınlar, erkekler yüksek seslerle DSİ’ye , “biz baraj istemiyoruz, bütün söyleyeceğimiz bu kadar” dediler.
Baraj yapılırsa Kayadere, İkizköy, Karacahisar, Çamköy, Çamovalı, Gökçeler, Yakaköy, Akyol ve Ekinanbarı köylerindeki su varlığı ve tarımsal üretimin olumsuz etkileneceği de katılımcılar tarafından ifade edildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.