DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Kemal Abdullahoğlu, yaptığı yazılı açıklama ile ,AKP hukümetlerinde görev alanların , başta günümüz Cumhurbaşkanı olmak üzere büyük bölümü, iktidar olmadan önce'' Hristiyan Batı Kulübu '' olarak niteledikleri Avrupa Birliğini
iktidar olduktan sonra benimser gibi göründüler . On iki yıldır süregelen iktidarlarında halkı inandırma adına yıllarca uygun söylemler bile kullandılar .
Hatta Avrupa Birliği Bakanlığı dahi kurdular.
Göstermelik ve '' dostlar alışverişte görsün '' tarzı bazı uygulamalarla güya AB ye girme konusunda gerekli adımları atıyormuş gibi yaptılar ancak perde arkasında AB ye alınmamak
için ne gerekiyorsa yapmaktan da geri kalmadılar.
Yani illüzyonla milleti uyutup genel algı yönetimini dibine kadar uygulayarak kafalarındaki o '' gizli gündemi'' ustaca santim santim uygulamayı sürdürdüler.
Bu uğurda ülkenin ekonomisi dahil tüm Cumhuriyet değerleri tahrip edildiği gibi '' gizli gündemleri''ni adım adım gerçekleştirme adına oynamadıkları
neredeyse tek kurum kalmadı ülkede .
Üstelik de bütün bunları yaparken milli irade , demokrasi ve özgürlük gibi yüce kavramları bu amaçlarına alet etmekten de hiç çekinmediler.
Oysa AKP hukümetlerinin ne demokrasi ne milli irade nede özgürlüklerle uzaktan yakından alakası bile olmadı. Onlar bu yüce değerleri amaçlarına ulaşma
adına sadece kullandılar ; görünen net bir şekilde bu.
AKP iktidarlarının en büyük darbelerinden biri de Eğitime oldu .
On iki yılı aşan AKP iktidarında en az beş kez Bakan değiştirildi .Sanki her birine ayrı bir görev yüklenmiş gibiydi ve adeta taksit taksit bu uygulamalar farklı
bakanlara yaptırılıyordu . Bir çok kez sistemle oynandı ve sonuçta eğitim sistemi tam bir kargaşaya dönüştü.
Son olarak da geçen hafta İlk Öğretimde 5' ci sınıftan yani 9-10 yaşından itibaren kız öğrencilerin sıkma başla okula gelmeleri kararı
yürürlüğe girdi. İlk öğretimde mescit uygulaması başlatıldı .
Bu kararlar , AKP iktidarının yıllardır hep var olduğu iddia edilen '' gizli gündeminin'' artık gizliliğinin kalmadığının belgesidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 'nin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin mevcut İnsan hakları Sözleşme'sine aykırı olduğu yolundaki kararını açıklar
açıklamaz İlk Öğretimdeki kız öğrencilere türban kararı '' biz AB ye girmek zaten istemiyorduk ve istemiyoruz '' beyanıdır , net olarak .
Yani '' takke düşmüş kel görünmüştür '' bir anlamda.
Fotoğraf artık açık ve net:
Yasakları kaldırmak yerine yenilerini ilave edip bütün bunları özgürlük diye tanımlayan,
Milli İrade masallarıyla %10 Seçim Barajı gibi çağ dışı antidemokratik bir darbe yasasını hala yürürlükte tutan,
10 yaşında hala ailesinin yakın etkisinde olan kız öğrencileri ''sıkma başa '' sokabilen ,
Halkının çok büyük bir bölümünün borç batağında , açlık yada yoksulluk sınırı altında yaşayan ,20 milyon yeşil Kartlı vatandaşın olduğu ,
İşsizlik ve hayat pahalılığı ve dış ticaret - cari açıkta rekor üzerine rekor kıran ,
On iki yıl önce 220 Milyar dolar iç ve dış borç toplamıyla devraldığı ülkeyi 600 Milyar dolar borçlu hale getiren ,
Dış Politikası ,onu da beceremese de , Batı 'ya değil Doğu ' ya dönük ve hemen herkesle kavgalı ve orta doğudaki bazı
terör gruplarını desteklediği ciddi şüphelerinin konuşulduğu bir Türkiye' nin AB ye girme şansı kalmamıştır.
Sonuç olarak Türkiye'nin tarihi hayali ve en büyük projesi olan Avrupa Birliği rüyası ve Batı Toplumunun bir üyesi olma umutları
AKP iktidarları sayesinde bu gün için sona ermiştir.
2015 Genel Seçimleri Türkiye için , Cumhuriyetimizin kazanımları adına son derece önemli ve hayatidir.
Türkiye 'nin AKP iktidarından bir an önce kurtulması gündemim öncelikli maddesidir.
Doğru Yol Partisi olarak önümüzdeki bu önemli süreçte ülkeyi AKP den kurtarma adına demokratik olarak ne gerekiyorsa yapmaya
hazır olduğumuzu beyan ediyor ve yüce milletimizin desteğini bekliyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.