Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Muğla Milletvekili Adayı Asım Başaran, 7 Haziran’da Türkiye’nin parlamenter yapıdan vazgeçip başkanlık sistemine mi geçeceği yada milli devletin üniter yapısının korunacağının oylanacağını belirtti, “Bu anlamda Marmaris’in asil ufku açık insanlarını bu tarihi çağrıya davet ediyorum. Ya teslimiyet ya milliyet” dedi.
7 Haziran’da yapılacak genel seçimler öncesi MHP Muğla Milletvekili adayları, Marmaris’te vatandaşlarla buluşmaya geçtiğimiz hafta sonu da devam etti. Bu kez Milletvekili Adayı Asım Başaran, iki günlük seçim çalışması yapmak üzere Marmaris’e geldi. MHP İlçe Başkanı Kemal Kalemci ve yönetim kurulu üyelerinin eşlik ettiği Asım Başaran, iki günde, mahalleleri gezdi, esnafları ziyaret etti, binlerce vatandaşla görüştü. Başaran, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun hiç de iç açıcı olmadığını belirttiği vatandaşlardan, partileri için destek istedi. MHP’nin iktidara yürüdüğünü, buna kadrolarının hazır olduğunu söyledi. Başaran, ilçedeki temasları sırasında partisinin ilçe teşkilatınca düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla da bir araya geldi. Robert's Coffee’de ki kahvaltıda konuşan Asım Başaran, Ak Parti hükümetinin iktidarda kaldığı döne boyunca, sosyal kutuplaşmanın yaratıldığını kaydederek şöyle konuştu: “Türkiye’de bu seçime giderken iktidar partisinin 13 yıldan buyana Türkiye’de sergilediği yönetimin ortaya getirdiği sonuç bizim tarafımızdan şöyle algılanıyor. Türkiye bu süreçte insanlar kutuplaştırılıyor, ayrıştırılıyor. Milli birliğimiz bozuluyor. Ayrıca kendilerinden olmayanların hakkını yemekten bir adım bile geri durmuyorlar. Bu ülkede biz üniversite sınavlarında sınav sorularının çalınıp kendi yandaşlarına verilmesinin sonuçlarını ne medeni hukukta ne de İslam dininin kul hakkında hiçbir karşılığı yoktur. Diğer taraftan Soma’da maden altında kalmış insanların mağduriyetini dile getirilen vatandaşımız başbakan danışmanı tarafından tekmeleniyor. O danışman hala görevdedir. O vatandaşa atılan tekmenin orada kalmış olması hükümetin ülke üzerinde yarattığı haksızlıkların ne kadar taraflı olduğunu gösteriyor. Bu yönüyle Türkiye yolsuzlukların üzerine gidemiyor ve hukuk sistemi çalıştırılamıyor. Cumhurbaşkanı yönetime el koyup kendi anayasasını ortaya koyuyor ise görevini su istimal etmeye devam ediyor demektir. Çünkü Cumhurbaşkanlığına seçilen kişi partisinden istifa eder ve tarafsız görev yapar. Bugün baktığımızda cumhurbaşkanının tarafsız görev yapmaktan uzak olduğunu görüyor ve mitingleri cumhurbaşkanlığı bütçesinden yaptığını görüyoruz. Maalesef anayasa mahkemesi üyeleri bu tarafsızlığı yerine getiremiyor, aynı zaman da yüksek seçim kurulunun hâkimleri yine seçim kanunlarını işletemeyecek durumdadır. Resmen sivil darbe bu şekilde gerçekleştirilmiş oluyor. Şimdi de Türk Halkından başkanlık istiyor. Kendi partisinin de başbakanı Türk Halkından başbakan olmak için oy istiyor. Başbakan olmak için destek isteyen sayın Davutoğlu aldığı oylar sonucunda başbakanlığının biteceği ve başkanlığa geçeceği bir olayla karşı karşıya. Türkiye’de milli devlet üniter yapının çözülmesi ancak küresel güçlerin işine gelir. Bunun için Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan anlaşmanın çözüm sürecinin maddelerine baktığınız zaman gazeteci Hasan Cemal bunları ifşa etmiştir. İmralı canisi ile Sayın Tayyip Erdoğan birisi başkanlık sisteminde birisi de özerklik konusunda anlaşmışlardır. Bunların belgeleri vardır. 2013’ün ocak ayında bunlar ifşa edilmiştir. Bu yönüyle Türkiye parlamenter yapıdan vazgeçip başkanlık sistemine mi geçecek yoksa milli devlet üniter yapıya mı kalacak. Türk halkı bunu oylayacaktır. Bu seçimin önemli olan birinci noktası budur.
Eğer oylarımızı verirken sonuçlarını doğru idrak edersek nereye oy vereceğimizi doğru karar verebilirsiniz. Başkanlık sistemi bir uygulama biçimidir. Bu aynı zamanda Güneydoğu’ya özerklik vermenin siyaset eliyle millete yutturulmuş halidir. Bu yönüyle Türkiye kendi geleceğini oylayacak. Eğer Türk Halkı hırsızlığı onaylıyorsa, hırsızların serbest kalıp, savcıların ve polislerin içeriye atıldığı, hukukun işlemediği, bunlara dava açan savcıların açığa alındığı bir Türkiye’yi vicdanlarında buna yer veriyorsa AKP’ye oy versin.
Ben Yüce Türk Milletinin, bu gözü dönmüş, kan emici, kendi menfaatlerinden başka hiçbir şey düşünmeyen, bu milleti bölmekten başka bir şey düşünmeyen bu iktidara hak ettiği cevabı 7 Haziran’da vereceğine inanıyorum. Bu anlamda Marmaris’in asil ufku açık insanlarını bu tarihi çağrıya davet ediyorum. Ya teslimiyet ya milliyet”
MHP iktidara geldiğinde Muğla’nın büyükşehir statüsünden çıkarılacağını, belde belediyelerini geri getirilip, ilçelerin eski yetkileriyle tekrar geri alınmasını sağlayacaklarını kaydeden Başaran sözlerini şöyle tamamladı:
“Muğla’nın büyükşehir olması söz konusu olduğunda, biz bunun her zaman karşısında olduk. Bu uygulama milli devletin sökülüp, eyaletler sistemine geçişin büyük bir ön adımıdır. Güneydoğu’da büyükşehir yapılan illerin yarın özerklik kazandırılması yönünde bir oyun olduğunu görüyoruz. Bundan dolayı meydanlara inip Muğla’da büyükşehir yasasına karşı çıkan bir ilçe başkanıyım. Şimdi Muğla’nın hizmette geri kaldığını hepimiz görüyoruz. Muğla’nın her tarafını geziyorum Muğla kan ağlıyor. 7 Haziran’da teveccüh eder Muğlalılar bize oy verirse büyükşehri kaldırıp, belde belediyelerini geri getirip, ilçelerin eski yetkileriyle tekrar geri alınmasını sağlayacağız.
Mutlaka hizmetin vatandaşın ayağına gitmesini savunan bir siyasetçiyim. Muğla’yı büyükşehir yaptığınızda vatandaşı Muğla’ya kendi ayağınıza çağırmak durumundasınız. Artık bir sürü hizmetin muhatabı büyükşehirdir. Halkımız bugün ne AKP’ye nede CHP’ye mecbur değildir. Alternatif tektir oda Milliyetçi Harekettir. Ben 7 Haziran seçimlerinin Türkiye’mize ve Marmaris’imize hayırlara vesile olmasını istiyorum.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.